27 Nisan 2024 Cumartesi

AKILLICA YAŞAMAK  

Hüseyin Güdücü

03-02-2022
Bize yazmak için tıklayınız.

            Üç arkadaş, hasta olan ortak arkadaşını ziyarete gitmişler.  Hastaya, geçmiş olsun dileklerini iletmişler, hal hatır sormuşlar. Sonra hasta; “Dostlarım, doktor bana altı ay ömrün kaldı dedi. Doktor bunu size söylese siz ne yaparsınız?” diye sormuş. Arkadaşları sırayla cevap vermiş:    

            Birincisi; “Malımı mülkümü satar, vakfederim. Kalan ömrümü de ibadetle geçirirdim.”  

            İkincisi; “Ben dünya turuna çıkardım. Şöyle kendime uygun bir seyahat planlar, bütün dünyayı gezerdim.”  

            Üçüncüsü; “Doktorumu değiştirirdim.”  

            Görüldüğü gibi üçüncü akıllıca davranmış.  

            Hiç kimse her zaman akıllıca davranamaz. Davranışlarımızı genellikle duygularımız belirliyor. Duygularımızı da düşüncelerimiz tetikliyor.  

            Nasıl düşüneceğimizi ise yüzyıllardır yaşanmışlıkların tortuları, gelenekler, görenekler, günümüz koşulları ve çevrenin etkileri ile toplum belirliyor.  Tolum bir ideal kişi şablonu ortaya koyuyor. Bu şablonda bir yandan kişinin hırslı, rekabetçi, açgözlü, tuttuğunu koparan olması, bir yandan da edepli, munis, merhametli, mükemmeliyetçi, saygılı, sevgili biri olması isteniyor. Hasılı her pozisyona uyum sağlayan bir kişilik talep ediyor. Biz buna dış dünyaya uyum diyelim. İnsanın bir de iç dünyası, yani biyolojik ve psikolojik talepleri var.  

            Toplum tüm kurumlarıyla el birliği yaparak itaat eden fertler yetiştiriyor. İtaat etmeyenlere de haddini bildiriyor. Had bildirme korkusu büyük çoğunluğu pes ettiriyor. Pes edenlerin kılavuzu akıl değil, toplum kuralları oluyor. Böyle bir insan kendi bedeninden gelen uyarıları duyamıyor.  

Aidiyet, toplumda bir yer edinme, sevilme ve takdir edilme insanın doğal ihtiyacıdır. Ancak aklı, fikri, kulağı ile sadece ‘El alem ne der?’ sorusuna odaklananlar; iç dünyanı ihmal etmiş olurlar.     

            İç dünya ve dış dünya bütünlüğünü yakalayan mutlu olabilir. İnsan hangi coğrafyada yaşarsa yaşasın, düşünce yapısı nasıl olursa olsun, inandığı gibi yaşamaz ve kendi olamazsa hiçbir ortam ya da işte huzur bulamaz.  

            İç ve dış dünyanın bütünlüğünü yakalamak akılla mümkündür. Tabii ki özerk bir akılla! Akıl özerk olduğunda kendi yolundan gider. İşte bunu çok iyi bilen toplum planlı bir şekilde, doğan her çocuğun aklını biçimlendirir. Akıllıca yaşamak isteyenler, biçimlendirmiş akıldan özerk akla terfi etmelidir.  

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları