Aydoğan açıklamalarında şu ifadelere yer verdi: “Tarihe “insanlık suçu” olarak geçen Sivas katliamının üzerinden 29 yıl geçti. 2 Temmuz 1993’te, Madımak Oteli’nde 33 aydın, sanatçı, yazar ve 2 otel çalışanı gencimiz yakılarak katledildi. 35 insanımızın yaşamına kıyan, bu cumhuriyet karşıtı gerici eylemi bir kez daha şiddetle kınıyoruz. Sivas Katliamı, Türkiye siyasi tarihinde bir utanç, milletin bilincinde kapanmaz bir yara olarak yer etti.12 Eylül faşizminin Kahramanmaraş'ta, Çorum'da örgütlediği karanlık organizasyonlar, 2 Temmuz 1993'te bu kez Sivas'ta denenmişti. Madımak'ta kalan aydınlara karşı faşist güruhu organize edenler, günler öncesinden gazetelerde aydınları yobazlara hedef gösterenler, iftira atanlar, kolluk kuvveti olmalarından ötürü güvenliği sağlamakla yükümlü olmalarına rağmen olay yerine bilerek geç gidenler, tekbir getirerek benzin bidonu ve meşale taşıyan kalabalık kadar cana susamıştı. Madımak'ı dumana, Türkiye'yi yasa boğdular. Aradan geçen 29 yılda katliamın sorumluları baştan savma bir şekilde yargılanmış, göz önünde olan bazı insanlar cezalandırılmış ancak katliamda yöneticilerin ve siyasi iradenin rolü sorgulanmamıştır.”
“Bazı demokratik kitle örgütlerinin "insanlık suçunda zaman aşımı olmaz" talebiyle açtığı davada, “zamanaşımı kararı” verilmesini dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, “Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun” diye değerlendirmiş ve açıkça taraf olduğunu ilan etmiştir. Ellerini kollarını sallaya sallaya gezen katiller, AKP’nin güdümündeki devlet eliyle ödüllendirilmiş, Sivas davasında katliamcıları savunanlar milletvekili, bakan olmuşlardır. Unutulmamalıdır ki, insanlığa karşı işlenmiş suçlarda zamanaşımı olmaz. Geçmişteki bu acı derslere rağmen bugün hala, farklı inanç grubundaki yurttaşlara, muhaliflere, laikliğin savunucularına tehditler yükseltilmekte, mezhepçilik, tekleştirme, öteki gördüğünü sindirme ve ezme, bir devlet politikası haline getirilmektedir. Eğitim-İş olarak diyoruz ki: Cumhuriyetin kazanımları, Atatürk ilke ve devrimleri için tehdit oluşturan emperyalist güçler, gerici girişimler ve etnik ayrımcılıklar, halkımızın Cumhuriyet değerleriyle bütünleşmiş olması sayesinde hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaktır. Toplumsal barışı tehdit eden saldırı ve katliamlar, bu güzel coğrafyada barış ve kardeşlik içinde yaşama isteğini asla kıramayacaktır. Sivas katliamında yaşamını yitiren aydınlarımızı, sanatçılarımızı unutmadık, unutturmayacağız.” Serhat KÖSE