HOŞ GELDİN

Peygamberimiz Hz. Muhammed salât ve selam onun üzerine olsun kendilerine inzal olanı vahyi insanlara harfine dokunmadan tebliğ etmişler. Kendileri zamanla Kuranı başkalarına okumuşlar. Ka’b(r) Beyyine süresini okudukları gibi. Bazen de başkalarından Kuran dinlemişler.

Âcizane bizlerde bu sünneti yaşıyoruz. Kur’anı güzel okumak için biraz kabiliyet, biraz da emek gerekiyor. Benim gayretim daha çok anlamaya yönelik oldu.

Yıllar öncesiydi bir Aşr-i Şerif dinlemiştim. Aşr-i Şerif Kur’anı Keriminden on âyet miktarı okunmasına denir. Dinlediğim bu aşir bende çok derin bir iz bıraktı. Gönül tellerim titredi, içim bir başka olmuştu. Mutlaka okuyan güzel bir ses ve hakkını vererek okumuştu. Hâlâ hatırladıkça o günlere giderim, içim bir hoş olur. Ne yazık ki, bu tür şeyler az oluyor.

İşin ehli olanlar derler ki: Kur’an Ka-ra kökünden türetilmiştir:”Toplamak cem etmek, bir araya getirmek demektir(Mekâyis).Kuran eşyayı birbirine yaklaştırarak aralarındaki bağı keşfetmek manasına gelir.

Bilgiyi elde etme, üretme ve iletme süreçlerini de ifade eder. Buradan hareketle kulaklarıma hoş gelen haz duyduğum lafız ayni zaman da ruhum içinde bir ihtiyaçtır. Eğer ne dediğin de anlarsam o âyetlerin hükmünü yaşamak benim için daha güzel olacağı kesindir. Lafzı hoş muhteviyatı hoş olan vahyi şu gözle bakıyorum. O’nu bir tanıyabilsem anlayabilsem diyeceğim şudur.

Allah’ım büyüksün kulunu ilgi göstermişsin sana olan memnuniyetimi nasıl ifade edeceğim diye sormama gerek duymadan O bana söylüyor.

İman tanıma, sevme ve güvenmektir. Ey kulum sen bana iman ettin öylemi o zaman dine!”Siz ey iman edenler! Oruç tıpkı sizden öncekilere olduğu gibi size de yazıldı(yani farz kılındı) belki bu sayede takvaya erersiniz”.Bu emirle bir mümin ruhunu beslemektir.

Bende derin bir iz bırakan o aşr-i şerifin ilk âyeti oruçla ilgili idi. Devamı ise bu güzel günlerin sayılı olduğu belirtiliyordu. Derin bir huşu ile dinlediğim o okuyuş çabuk bitivermişti. Aradan yıllar geçti sayılı günler gibi.

Şimdi şunu katiyetle biliyor ve inanıyorum. O güzel sesli kardeşimize teşekkür ederim, bana unutamayacağım bir güzelliği yaşattığı için. Rabbim kendisinden razı olsun. Ama burada kalmamalıyız, asıl önemli olan o sesi yaratan Rabbimizin güzelliğidir.

O’nun bize seslenişi daha güzel değil mi? O sesi kulağımız duymalı kalbimiz hissetmeli.

Yüreğinde bu güzelliği hisseden kalp sahibi hiç vakit geçirmeden “Buyur Allah’ım buyur emrine âmadeyim der, hiç hesap etmez. Ne mi yapar? Sahur imsak arası savm yapar, yani oruç tutar.

Eğer biz bu Kur’anı anlar, sever ve yaşarsak imanım odur ki Rabbimiz ara sıra yaşadığımız tadı damağımızda kalan güzelliklerin çok daha fazlasını verecek. Âdeta bayram edeceğiz. Aslında dünyada tattığımız o güzelliğin aslının nerede ve nasıl ulaşacağımızı bizi hatırlatmaktadır. Bilgiyi toplamağa cem etmeye çalıştık. Rabbim bizleri Kur’anı dinlemeyi anlamayı ve yaşamaya nasip etsin.