Denizlispor 21 Ekim 2013 tarihiyle yeni bir sürece girdi. Mehmet Özsoy yeni yönetim kuruluyla 2. defa başkanlık koltuğuna oturdu. Hayırlı […]

Denizlispor 21 Ekim 2013 tarihiyle yeni bir sürece girdi.

Mehmet Özsoy yeni yönetim kuruluyla 2. defa başkanlık koltuğuna oturdu.

Hayırlı olsun, Allah mahcup etmesin…

Zor dönemde zor bir görev aldı yeni yönetim.

Eğer bu zoru geçer Denizlispor’u ekonomik düzlüğe çıkarı ve birde sportif başarıyı yakalarlarsa; yeni yönetim tarih yazar!

Başkan Mehmet Özsoy’la seçim öncesi uzun uzun konuştuk.

Düşünceleri, plan program hazırlığı iyi ve olumlu.

Söylediklerinin hepsini değil, yarısını hayata geçirebilirse Denizlispor’un her yönüyle çehresi değişir!

Umarım yönetim kurulunda görev taksimini “de” yerli yerinde ve gerektiği gibi yapar.

Görevlendirmeyi kendine yakın olduğu doğrultuda değil, konuya hakim ve işi bilenler doğrultusunda yapması gerekir.

Ne olursa olsun; her kurum ve kuruluşta, hatta küçük bir organizasyonda bile en değerli kaynaklar insanlardır.

Çalışma arkadaşlarınız veya çalıştığınız grup düşlerinizi gerçekleştirmek için elinizde hazır bir reçetedir.

Asıl mesele üretken zekanın öne çıkabilmesi ve yürütmenin başarıyla uygulanabilmesi için o reçetenin yazılımı “pardon” yazılışı…

Yani doğru yere doğru insan anlayışı!

Mehmet Özsoy Denizlispor’un sorunlarını bilerek göreve talip oldu ve işin başına geldi.

Öyleyse;

Hem mevcut sorunları, hem de karşısına çıkacak başka sorunları “yeni seçenekler oluşturarak” aşacak.

Yapabilir mi?

Neden yapmasın?… Daha önce iyi bir deneyimi edindi, yeni oluşturduğu ekip genç, dinamik ve içlerinde spora yakın olanlar var.

İyi bir görev dağılımı, disiplinli, planlı ve programlı bir çalışma hem yönetimi hem de taraftarı mutlu eden sonuca ulaştırır.

Yeter ki, köhnemiş duygularla şişkin egolara fırsat tanınmasın!

Bir çift sözümde Denizlispor futbol takımı üzerine…

Yusuf Şimşek’le Denizlispor’un çehresi ve ruhu değişti.

Takımda belirgin bir bütünlük oluşurken, moral motivasyonu ile konsantrasyonda da gelişmeler var.

Özellikle televizyondan izlediğim Mersin İdman Yurdu maçında farklılıklar gördüm.

Takımdaki istek, arzu ve mücadele iyiydi.

Ayrıca bütünlük görüntüsü ve oluşumu vardı!

Dakika 90′da Barış’ın rakip kale önünde sahip olduğu topu şut atma yerine daha müsait durumdaki arkadaşı Ahmet Arı’ya pas gönderebilmesi bütünsel bir düşünceydi…

Tabi ki o maçta önemli hatalarda oluştu,

Özellikle golü attıktan sonra; galibiyeti koruma düşüncesi doğal olarak hırsı ve heyecanı arttırdı.

Hırs ve heyecanının dozunu ayarlayamayanlar hırçınlaştı.

Bazı futbolcular sakin olması gerektiği yerlerde ve anlarda bile isyankarlardı…

Ve bunun içinde bir takımın bir maçta görebileceği en üst seviyede, tam 9 sarı kart gördüler.

Eğer bu sarı kartlar alışkanlığa dönüşürse ileride faturası ağır olabilir!

Sonuç olarak… Yusuf Şimşek ile “takıma yeşil ışık yandı” umarım Mehmet Özsoy yönetimi de yeşil ışığa kavuşur!


Bir Yorum Yaz