KENDİNİ KAYBETMEK

Hüseyin Güdücü

28-12-2016
Bize yazmak için tıklayınız.

 

            Suç işleyen kişiler, hakim karşısına çıkarıldığında, ‘Kendimi kaybetmişim hakim bey, o an olup bitenlerin farkında bile değilim. Bir bakmışım elime silahı almışım, bir bakmışım katil olmuşum,’ benzeri ifade veriyorlar.

            Hakikaten böyle mi oluyor, dersiniz? Bir insan kendini kaybedebilir mi? Eğer böyle ise nasıl oluyor da kaybedebiliyor. Gelin bu soruların cevabını arayalım.

            Hepimizin bildiği gibi insan kendini kaybedebiliyor. İnsana kendini kaybettiren şey, kontrol edilemez öfke duygusudur. Aslında öfke; bir başkasının kışkırtması, tahriki sonucu; ‘Ben canlıyım, senin söylediğine itirazım var. Sana boyun eğmem, ben bir bireyim, bunu sana hatırlatırım. Haklarımın savunucuyum. Sözlerini protesto ediyorum,’ anlamı taşır.

            Öfke, ‘haklarımın savunucuyum,’ demektir ama işi zıvanadan çıkaran bunu ifade etme biçimidir.  Amacın sadece kendini savunmaksa; bunu şık bir şekilde karşı tarafı kışkırtmadan yapabilirsin. Yok, eğer amacın hem kendini savunmak hem de tahrik edeni cezalandırmaksa, sen de karşıyı tahrik etmiş olursun. Bu tehlikeli bir yaklaşımdır. Çünkü her iki tarafın da öfkesi git gide büyüyeceği için olay çatışmaya, yaralamaya, hatta ölüme sebep olabilir.

            Öfke, negatif bir duygu olduğundan, ‘Keskin sirke küpüne zarar,’ misali, öncelikle kişinin kendini yakar.  Öfkeye kapılıp abartılı tepki verenler hem kendini hem karşıyı yakarlar. Öyleyse bu öfke zararlı bir şey, en iyisi bu duyguyu bastırayım, öfkeli insanı kınıyorlar bu yüzden gizleyeyim, diyenler en tehlikeli yolu seçmiş olurlar. Bastırılan öfke katı bir nefret ya da hiddete dönüşür.  Öfkesini bastıran, içine, ne zaman patlayacağı belli olmayan bir bomba yerleştirmiş olur. Artık bombanın patlaması için, ufak bir kışkırtma yeterlidir. Bardak ağzına kadar doludur, taşmak için bir damlaya ihtiyacı vardır. O bir damla geldiği anda patlama meydana geliyor, kişi bilincini yitiriyor ve daha sonra çok pişman olacağı şeyler yapıyor. Sonra da ‘kendimi kaybetmişim, istemeden yaptım,’ diyor. Saçma gibi görünen bu ifade aslında gerçeği anlatıyor. Bastırılmış öfke geçici bir deliliğe dönüşüyor. Kişi kontrolü dışında bir şey yapabiliyor.

            Öfke, saldırıya uğrayan kişinin, içindeki bir enerji dalgasıdır. Bu enerjiyi bir çakmağın kıvılcımlar çıkaran manyetosu gibi düşünelim. Eğer kıvılcımın önünde, yakabileceği malzeme olursa, yangına dönüşüyor, yakıp yıkıyor. Yok, eğer kıvılcımın yangına dönüşmesine fırsat verilmezse, iş tatlıya bağlanıyor. Tıpkı, çakmağın manyetosuyla istersen ocağını yakıp yemek yapmak, istersen yangın çıkarmak gibi.

            Öfke kendisi masum ama ona verilen mana işin rengini değiştiriyor. Eğer öfke enerjisi ilk fark edildiğinde, onun büyümesini sağlayacak adımlar atılmazsa, kısa bir süre sonra yok olup gidecektir. Manyeto kıvılcım çıkarabilir ama tüpte gaz yoksa neyi yakabilir ki?

 

 

 

 

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları