Etkilenmenin sözlük anlamı; (Bir şeyin) Tesiri altında kalmak, etkisini üzerinde hissetmek, ondan müteessir olmak.
İnsanı eyleme geçiren şey duygu, duyguyu doğuran ise düşüncedir. Buradan yola çıkarsak, etkilenmek için önce kişi düşüncesine tesir eden bir şey algılaması gerekiyor. Bu algı; bir bakış, bir söz, bir davranış, bir eylem olabilir. Algıladığı şey düşüncesine ne oranda tesir ederse o oranda duygulanır. Bazen aklı baştan alan duygu doğabilir.
Aklı baştan alan duyguları doğuran şeyler neler olabilir? En başta haz verici arzular yani iştah ve şehvet. Örneğin, acıkan için lezzetli yemekler, erkek için ahu bakışlı bir dilber, kadın için yakışıklı bir adam. Bunun yanında dünya görüşünün kutsalları, tabuları, geleneksel olarak erdem sayılan değerler vb. İnsanlar değerlerine duygusal yatırım yaparlar. Duygusal yatırım yapılmış bayrak, vatan, anne, avrat vb gibi değerler övüldüğünde coşkun duygular galeyana gelir. Eğer bu değerler eleştirilir, küçümsenir, aşağılanırsa öfke, nefret duyguları ayağa kalkar. Kişinin değer verdiği kutsallara duyarlılığı ne derece yüksek ise duygusu o derecede kabarır. Böyle birini kullanmak isteyenler değerlerini överler, tersine kışkırtmak isteyenler değerlerini küçümserler.
İnsanları kolay yönetmek isteyen yöneticiler onları çocukluklarından itibaren itina ile kolay etkilenebilir yurttaş yetiştirmişlerdir. Çocuğu böyle yetiştirmenin en kestirme yolu sevgiyi koşullu vermektir. Böylece çocuk ömrü boyunca başkalarının sevgi ve ilgisine muhtaç bırakılmış olur. Sevgi ve ilgi görmek için başkalarını memnun etmeye odaklanır. Yöneticiler ve usta avcılar kolay etkilenenleri ince ince kullanırlar.
Birçok değere duygusal bağı olanlar adeta zihnini başkalarına kiraya vermiş gibi yaşarlar. Kendi değerlerini övenlere taparlar, yerenlerden nefret ederler. Nefret ettikleri dünyanın en büyük zekası bile olsa söylediği hakikate inanmazlar. Kendinden olanları dost olmayanları düşman gördükleri için her şeye yanlı bakarlar, bir türlü tarafsız olamazlar.
Duyarlı düşünceler sorgulanırsa, kişiyi toplumsal bir ürün yapmak amacıyla çocuklukta beynine kazındığı görülür. Bunlara bağlı kalanlar, toplumsal bir ürün olarak, kendine tembih edilen gibi yaşarlar. Kendi düşüncelerinin sonuçlarını test edemez, kendi duygularını bilemez, kendini bulamaz, bilemezler.
Kendi düşüncelerine, kendi duygularına göre yaşamayan hiçbir zaman özgür olamaz. Daima etkileyicilerin etkisinde kalarak, onların değirmenine su taşıyarak ömür tüketirler.