Bilindiği üzere son dönemde yaşanan uyuşmazlıkların büyük bölümü kira hukukuna ilişkindir. Kira ilişkisinde yaşanabilecek sorunlar oldukça fazladır. Hal böyle olunca sadece
uygulamada sıklıkla karşımıza çıkan sorunları Konut ve Çatılı İşyeri kiralarında “kiracı” yönünden inceleyeceğim.
Kira Bedelinin Elden Ödenmesi
Uygulamada sıklıkla mağduriyete sebebiyet veren konu kira ödemelerinin elden yapılmasıdır. Muhtelif sebeplerden dolayı kiraya verenlerin kira ödemesini elden almak istediğini biliyoruz. Bu durumda elden ödeme yapan kiracıların her ödeme kiraya verenden
makbuz talep etmesi gerekmektedir. Karşılıklı güven vb. nedenlerle makbuz alınmadan yapılan ödemeler kiracı açısından risk teşkil etmektedir. Kötü niyetli olan bazı kiraya verenler bunu kullanarak
kira ödemelerinin yapılmadığını iddia ederek kiracının taşınmazdan tahliyesini isteyebilmektedir. Son dönemde kiraların bir hayli yükselmiş olması nedeniyle kiraların ödendiği ancak
yazılı delil ile ispat edilmektedir. Hal böyle olunca kiracı ya evini tahliye etmek zorunda kalmakta ya da elden ödediği kira bedellerini tekrar ödemek zorunda kalmaktadır.
Bu hususta uyuşmazlığa sebebiyet vermemek için yapılması gereken en basit ve akılcı yol kira ödemelerinin hangi aya ait olduğu da belirtilerek
banka yoluyla ödenmesidir.
Belirli /Belirsiz Süreli Kira Sözleşmesinin Feshi
Kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden
en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Yani belirli süreli olarak yapılan kira sözleşmesinde kiracı artık o ev/işyerinde kiracı olmak istemiyorsa, kira sözleşmesinin sona ereceği tarihten en az 15 gün içinde kiraya verene
yazılı olarak bildirimde bulunmalıdır. Belirsiz süreli kira sözleşmesinde ise kiracı yapacağı yazılı bildirim ile kira sözleşmesini her zaman feshedebilir. Bu iki şekilde yapılacak fesih hakkının sadece kiracılara tanındığı unutulmamalıdır.
Tahliye Taahhütnamesi Verilmesi
Son dönemin kanayan yaralarından birisi de tahliye taahhütnameleridir. Kiraya verenler genellikle kira sözleşmesi ile beraber tarihleri boş bırakılmış tahliye taahhütnamesinin de kiracı tarafından imzalanmasını istemektedir. Bu noktada yapılması gereken kira sözleşmesi ile beraber imzalanan tahliye taahhütnamesine tarih de yazılmasıdır. Belirttiğim gibi genelde bu iki evrak aynı tarihte tanzim edilmektedir. Yargıtay bu durumda (kira sözleşmesi ile aynı gün verilen tahliye taahhütnamesi) taahhütün “kiraya verenin baskısı ile verilmiş olduğunu” kabul etmektedir. Hal böyle olunca söz konusu taahhütün geçersizliği ileri sürülebilecektir.
Aidatlardan Kimin Sorumlu Olduğu Sorunu
Yine son zamanlarda aidat ve ortak alanlarda yapılan işler nedeniyle yapılacak ödemelerden kimin sorumlu olduğu noktasında da uyuşmazlıklar yaşanmaktadır. Her ne kadar yapılacak ödemenin nedenine göre ödemeden kimin sorumlu olacağı değişse de, genel olarak ortak gider ve aidat borcundan kural olarak kat malikinin yani ev/işyeri sahibiyle kiracının müteselsil sorumlu olduğunu ifade etmek gerekir. Ancak belirtmek gerekir ki, kiracının bu husustaki sorumluluğu ödemekle yükümlü olduğu kira miktarı ile sınırlı olup, herhangi bir ödeme halinde de ödemenin kira borcundan düşülmesi gerekmektedir.