Öyle bir zamandayız ki, öğrenilen bilgi neredeyse bir gün sonra eskiyor veya değişiyor.
Neyin ne kadar öğrenileceği konusunda kaygılar var. İnsanlar yönlendirilme ihtiyacındalar. Çünkü hangi bilgi nerede ve ne kadar gerekli konusunda karar vermek zorlaştı.
Öğrenme alışkanlığı bulunmayan toplumlarda durum daha da kaygı verici. Öğrenme alışkanlığı bulunmadığı için “Neyi ne kadar öğrenmeliyim?” sorusu sorulmuyor.
“Ben bilirim.” İnancının yaygın olması daha da kaygı verici.
“Koltuğa oturan her şeyi bilir, o ne derse onu yaparım. Rahat ederim. Düşüncesi de yaygın. Dolayısıyla “Yönetici her şeyi bilir, o ne derse o olur.” Diye düşünüyor çoğunluk…
On yıl önce diploma almış bir kişinin mesleği ile ilgili tüm yenilikleri bildiği varsayılıyor. Daha da kaygı verici olanı, yetkinliklere de sahip olduğu inancı yaygın. Böyle kişilerin iş hayatında verecekleri zararları düşünün. İnsana verilen zararlar hemen gözlenir. Ancak ulusal bütçeye verilen zararlar anlaşılamayabilir.
Böyle bir toplumun dijital çağda gelişmiş ülkelerin arasında yer alması mümkün olamaz.
Böyle toplumlar, gelişmiş ülkelerin teknolojik ürünlerini satın alır. Onlara muhtaç olmaya devam eder. Gittikçe de fakirleşir. Yurt dışından gelen teknolojik ürünleri alamaz. Daha önce satın aldıkları da bozulunca onaramaz veya yenisini alamaz. Ülke cihaz mezarlığı olur. Yoksulluk ve çaresizlik içerisinde rant peşinde koşanlara muhtaç olunur.
Öğrenmeyeyim, yapay zeka bana açıklar diye düşünülebilir. Bu doğru değil. Yapay zekanın da 2-3 yıl ön eğitimi gerekiyor ve onu da insan eğitiyor. Temel bilgileri ve yenilikleri öğrenmemiş insanlar yapay zekayı ne derece eğitebilirler?
Derin bilgili insanların eğittiği yapay zeka ürünleri de satın alan kişiye yararlı olamayabilir. Önceden eğitilmiş yapay zeka ürününü satın aldığınızda onu kendiniz için eğitmeniz gerekiyor.
Kendi durumunuzu, iş yerinizin iş süreçlerini net bilmiyorsanız önceden eğitilmiş yapay zeka da işinize yaramayacaktır.
Yenilikleri de öğrenmediyseniz iyice kısır döngüye girileceği kesin.
Öğrenmeyi bilmeyen ve istemeyen insanlar kopyacılık yaparlar. Kopyacılık, derin bilgiyi öğrenmeden başkasının yaptığını yaparım yaklaşımıdır. Öğrenmemiş olduğu için varsa, kopyadaki yanlışı da göremez.
Kalite yönetiminde vurgulanan Frank Zappa’nın bir deyişi vardır: “Tek beden herkese uymaz”. Birey için geçerli olan bu deyiş iş yaşamı, sağlık bakımı vb. için geçerlidir.
"Tek beden herkese uymaz" sözü, tek bir çözümün, yaklaşımın veya ürünün tüm bireylerin veya durumların çeşitli ihtiyaçlarını yeterince karşılayamayacağı fikrini vurgular.
Buna göre başkasından kopyalamak yerine önce konuyla ilgili derin bilgi kazanılmalı, kendi güncel durumu veriye dayalı öğrenilmeli ardından bu bilgiler, akranların uygulamaları ile kıyaslanmalı ve en doğru karar alınmalıdır.
Kitap okuma alışkanlığı çok az toplumlarda öğrenme isteği de yeterli olamıyor.
Eğiticiler çok iyi bilirler. Öğretme sürecinde katılımcı öğrenciler istekli iseler eğitici o derece motive olur ve dersi şevkle yürütür.
“Neyi öğrenmeliyim?” sorusunu soran kişilere eğitim vermek en zevkli olandır.
Günümüzde, “neyi öğrenmeliyim? sorusunu soran ve öğrenen kişiler ve kuruluşlar, gelecekte ayakta kalabilecekler.
İyi bir hafta diliyorum.
Sağlıklı, Sevgi ve Saygıyla kalın.