DOYUMSUZ OLMAK

Hüseyin Güdücü

07-03-2024
Bize yazmak için tıklayınız.

Hedeflerine ulaşmak için tozu dumana katan, varını yoğunu ortaya koyanlar vardır. ‘Neden dur durak bilmeden bu kadar çabalıyorsun?’ diye sorulduğunda, ‘Bunu halledince çok rahata kavuşacağım, kaygım tasam kalmayacak’ derler. Bir süre sonra bir bakarsınız yine aynı telaşın içinde görürsünüz. Sorarsanız; bu son, derler.

Uzun bir süre sonra gördüğünüzde aynı dertten mustarip didinip dururken görseniz bu kez hakikaten son derler ama duramazlar. ‘Çok şükür, bu günleri de gördüm bana bu kadarı yeter’ diyene pek rastlamayız.

İnsanlar doyumsuz mu yoksa hedefsiz yaşayamıyorlar mı? Bu soruda alternatif sunuluyor gibi görünmesine rağmen bir ikilik yoktur. İnsanlar hem dertlerinden yakınırlar hem de önünde bir gaile olmadan yaşayamazlar. Bir yandan dertten bir kurtulayım daha da bir şey istemeyeceğim derler, bir yandan da yeni bir dert bulmakta çok mahirdirler. Bunun nedeni hedefe ulaşınca sadece kaygı bitmez. Bununla beraber, elde etme heyecanı, bu yolda yürümenin oyalayıcı etkisi de biter. Aslında kişi tatlı telaşını, yaşamın cazibesini yitirir. Bir başka deyişle kaygım var diye yakınanlar aslında o kaygı için yaşadıklarını, o kaygının onlara yaşam enerjisi olduğunu fark edemezler.

Bir gaile ile meşgul olmak, oyalanmak, yaşamı öğüten değirmene su taşıma işlevi görür. Ömür tüketmek için yaşayanların zihinlerinin birinci amacı bu değirmenin usul usul çalışmasını sağlamaktır. Zihin bir bilgisayar yazılımına benzer. Bu yazılım, toplumun ortak kanaatleri, gelenekler, görenekler, ebeveynlerden alınan müstamel bilgilerden oluşur. Sıradan insanlar bu yazılımı kullanmakta bir beis görmezler. Zihin onların önüne daima taze umutlar koyarak pekala oyalar.  

Ömrünü tüketmek yerine yaşamayı amaçlayanlar, öncelikle zihinlerini sorgulamaya başlarlar. Eskide kalmış bir yazılıma teslim olmak, mevcut kültürün ürünü olmaktan ibarettir. Böyle bir yaşama razı olanlar; dürtülerine, hazlara, arzulara, güdülerine ayıp, günah sayılacağı için pek izin veremez.  Bu durumda kişi tüm bu bedensel isteklerini bastırmak zorunda kalır.  Böyle yaşamak ne yorucu, ne eziyetli bir hayattır.

Doyumsuz gibi görünen insanlar aslında öyle değildir. Onların yaptığı; zor ve eziyetli hayatlarını çekilir kılmak için bir oyalayıcıya sığınmaktır. Bu sığınağın altına saklanmaktan daha iyi bir seçeneği aramaya yürekleri yetmez.

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları