7 Aralık 2024 Cumartesi

BİRLEŞTİRİCİ OLMAK

Hüseyin Güdücü

16-11-2016
Bize yazmak için tıklayınız.


Zamanın kralı, Sufi mistiği, Baba Farid’i görmeye gitmiş. Giderken ona bir hediye götürmek istemiş. Başka bir kralın kendisine hediye ettiği elmaslarla süslü makası götürmeye karar vermiş. Kendisinin çok sevdiği bu makasın, iyi bir hediye olacağını düşünmüş.

Kral, Baba Farid’in yanına gelince, hediyesini vermiş. Baba Farid makasa bakmış ve iade ederken; “Kral’ım burada makası ne yapacağız? Makas keser, ayırır, böler. Benim işime yaramaz. Bana makas yerine birleştiren, bir araya getiren, bir iğne verin. İğne beni makastan daha iyi ifade eder,” demiş.  

Dünyadaki hiçbir kara parçası, kendisinin hangi memlekete ait olduğunu bilmiyor ama dünyada 192 tane devlet var.  4300 civarında bilinen din, muhtemelen on binlerce küçük din ve mezhep var.  Yine dünyada 8000 kadar dil konuşuyor. Çocuk elbette hangi ülkede doğduysa, o ülkenin yurttaşı, o yörenin dinine mensup oluyor ve o mahallin dilini öğreniyor.  Böylece doğan bebeğin dili, dini milliyeti oluyor. Çocuk daha dünyaya adım attığında dil, din ve milliyet bakımından diğer insanlardan ayrılmış oluyor.  

İnsanları bir birinden ayıran özellikler bunlarla sınırlı değil. Irk, renk, cinsiyet, cinsel tercih, medeni durum, aile konumu, siyasi ya da sosyal görüşleri, sosyal durumu, varlıklı olması, yoksul olması vb gibi pek çok farklar gözetilerek insanlar etiketleniyor. Tüm bu etiketlerin karmasından kişi, bir kimlik sahibi oluyor.

İnsanların ırkı ve rengi dış görünüşüne yansıyor. Irkları ayırt edecek anatomik farklılıklar var ama herhangi bir insanın; dinini, dilini, sosyal konumunu gösteren bir laboratuvar bulgusu yok. Bu ayrımların hepsi yüzeysel birer etiketleme. Her etiket, karşıtını yaratıyor. Böylece insanlar arası ayırım arttıkça artıyor. İnsanlar kendi etiketine bakarak, kendisine benzemeyenleri tehdit olarak görüyor.

Baba Farid; ‘İnsanların etiketlerini göz önüne alarak; keser, ayırır, bölerseniz; makas gibi, bütünü parçalara ayırmış olursunuz,’ diyor. Doğrusu günümüzde makas gibi olanlar çoğunlukta. Her gün yeni bir bölünme mevzusu buluyorlar. ‘İğne gibi birleştirici olsak daha iyi olur,’ diyenler olsa da, azınlıkta ve sesleri de cılız. Makas gibi olanlar ise, hem çoğunlukta hem de sesleri gür çıkıyor. Gür sesle; ‘Bizim bir etiketimiz var. O etiket kutsaldır. Bizim gibi olmayanlar, düşmanımızdır,’ diyorlar. Bir etiket savaşıdır gidiyor.

İğne gibi olmalıyız diyenlerin en başında; ‘İster kafir ol, ister Mecusi, ister puta tapan ol, yine gel. Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel,’ diyen Mevlana geliyor.

Birleştirici olanlar,  insanlığın üstünü örten etiketi değil, onun altında gizlenen öze bakarlar. Etiketin, ayrımcıların yarattığı bir örtü olduğunu unutmazlar.

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları