Kafa karışıklığı; seçenekler arasında kararsız kalma halidir. Kararsız kalmak, belirsizlik doğurur. Belirsizlik endişe kaynağı olduğundan kafa karışıklığı hali pek sevilmez.
Her gün çeşitli seçenekler karşısında kararsız kalırız.. ‘Bir güzelden vazgeçmeyince bir güzele erişilmez’ derler. Her seçim aynı zaman bir diğerinden vazgeçmektir. Hangisinin daha iyi olacağını öngörmek her zaman o kadar kolay değildir. Bazen daha iyisi besbellidir ancak kişi o seçeneği seçecek gücü bulamaz. Sonunda hüsran, pişmanlık yaşamamak için iyi düşünmek icap eder. Düşünme dönemi kararsızlık belirsizlik dönemidir ve sıkıntılıdır.
Günlük yaşamda rutin olarak çok kere kafa karışıklığı yaşanır. En basitinden karnı acıkan biri hangi lokantaya gidip ne yiyeceği konusunda karasızlık yaşar. Tabii bu ve benzerleri keyfe keder şeyler. Asıl kafa karışıklığı; kişinin kendini sorgulamaya yönelik olanıdır. Kendi doğrularından, kutsalından, tabularından şüpheye düştüğü anlardır. Uğruna gözünü kırpmadan can verebileceği kutsalının öneminden şüpheye düştüğü an çok sarsıcıdır.
Sarsıntıya uğrayan kişinin önünde iki yol vardır. Birincisi; duyduğunu, gördüğünü reddetmek, yok saymak. İkincisi; kuşku duymak, acaba demek. Acaba demek, kendi doğrularını sorguya çekmek, her baba yiğidin harcı değildir. Büyük çoğunluk bunu göze alamaz. Göze alamayanlar, toplumun kendine biçtiği rolü üstlenmiş, toplumun değirmenine su taşıdığını bilmeden ömür tüketir. Zaman zaman bir yerde kendini sorgulatacak bir düşünceyle karşılaşırsa, bunun şeytanın işi olarak görür. Kafasını karıştıracak her türlü düşünceden uzak durur.
Kafa karışıklığından kaçınmak, cahil kalmak, kendi geleceğini başkalarının ellerine bırakmaktır. Kendine has hayallerden, kendi geleceğini inşa etmekten vazgeçmektir. Cahillik bütün kötülüklerin anasıdır. Bu yolun yolcuları durmadan ‘Keşke ve ukde ’ biriktirirler. Böyle bir yaşam tahammül edilen, katlanılan bir yaşam değil de nedir?
İyi ki kafam karışık, bu hala bir kafam olduğunun delilidir diyenler, yeniliklere yelken açarlar. Yeniliklere yelken açanların işi pek kolay değildir. Zira her yeni bilgi kafa karışıklığını daha da artırır. Bu ilk bakışta bir kaos gibi görünse de bu durum kişinin merakını arttırır. Merakla yeni şeyler öğrenmek olan biteni kavrama kapasitesini artıracaktır.
Olan biteni kavrayabilenler için hemen her şeyin gerçek nedenini ararlar. ‘Rüzgar esmeyince çöp zıplamazmış’ hesabı, gerçek nedeni bilinen şeyler olağan karşılanır. Ne kadar çok şey bilirseniz o kadar çok şeyi olağan karşılar, olanı kabul edersiniz.