İNSAN ÖZÜNDE İYİ MİDİR, KÖTÜ MÜ?

Hüseyin Güdücü

01-02-2024
Bize yazmak için tıklayınız.

            En başta neyin iyi neyin kötü olduğu tartışma konusudur. Bu yüzden önce iyiliği, kötülüğü tanımlayalım. Bu kavramların anlamı kategorik olarak değişir. Bu yazıda ahlaken iyi ve kötüyü ele alacağız. Genel kabule göre ahlaken; yalan söylemek, zulüm yapmak, adaletsiz olmak, bencil olmak, başkasına zarar vermek, hırsızlık yapmak, çocuklara cinsel istismarda bulunmak vb. kötü, bunların tersi iyidir.

            Toplumun birinci amacı bireyleri bir arada tutmak ve bir birlik oluşturmaktır. Toplum bunun için geleneksel davranış biçimlerini, inançları, fikirleri ve ortak duyguları göz önüne alarak uyulması gereken kuralları belirler.

            Bu kurallar içinde insanı en çok zora sokan hazza ulaşmayı belirleyen kurallardır. Toplum hazza müdahale etmezse örneğin; cinsel hazzın bir kuralı olmazsa ne bir aile kurulabilir ne de birlik sağlanabilir. Buna karşın insan haz odaklıdır mümkün olduğunca çabuk hazza ulaşmak ister. Ulaşamadığında, öfkelenir, sıkıntı yaşar. Bu nedenle birey hem toplumla uyumlu hem de ve kendini memnun edecek dengeyi bulmaya çalışır.

            Toplum belirlediği kurallara uyanlara özellikle hazzını iyi kontrol edenlere iyi, edemeyene kötü diyor. Yani bir bakıma iyiler hazzına ulaşmak için uygun zamanı beklerken kötüler ve güçlüler anında ulaşabilirler.  Hazza anında ulaşabilmenin cazibesi insanın kötülüğe meylini artırır. Zaten insanın özünde kötü olma potansiyeli vardır. Bütün canlılar öncelikle kendini düşünerek hareket ederler. İnsan bedel ödemeyeceğine emin olduğu her fırsatta zayıfı ezer, gücü elde etmek için tuzaklar kurar, başkasının olana göz diker. İnsan kötülüğe meyilli olmasaydı polis, adliye, askere gerek olmazdı. Hal böyleyken kimse ben kötüyüm demiyor. Çünkü birine kötü dediğimizde cezalandırılmasının önü açılmış oluyor.

İyilik öğrenilen bir şeydir. Bebek kendini dünyanın merkezi sanan hiçbir kural tanımayan bir canlıdır. Aile bebeği ödül ceza yöntemiyle topluma uyumlu bir birey haline getirmeye çalışır. Sonra okul, din adamları çevre de çocuğun eğitimine dahil olur. Sonuçta çocuk topluma kazandırılır.

Topluma kazandırma sürecinde çocuğun yaşadıkları onun temel prensiplerini oluşturur. Burada alınan eğitim ile toplumu çok önemseyip kendi benliğini yok edenler bir uçta, kendi benliğini önemseyip toplumu yok sayanlar diğer uçtadır. Diğerleri bunun arasında bir yerde konumlanır. Her şey de olduğu gibi uçlara savrulanların işi biraz zordur.

İstediği anda hazza ulaşma isteği yüzünden ahlaken kötülüğe meyilli insana iyilik öğretiliyor. İyilikte kalması için de denetleniyor. Kuralların işlediği ülkelerde işin sırrı denetimdedir.

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları