“Yaptım Oldu” ülkemizde kullanılan bir ifade. Son zamanlarda iyice yaygınlaştığı gözlenmekte.
Bu deyiş; bilime, hukuka ve insan haklarına uymama gerek yok ben yaparım olur anlamında. Kalite açısından bakılınca da sürekli iyileştirme döngüsü olan Planla, Uygula, Kontrol et ve Önlem al (PUKÖ) Döngüsünün hiç dikkate alınmadığı anlaşılır.
Dijital çağda ilerlemenin başlıca engeli “yaptım oldu” yaklaşımıdır. Çünkü dijital çağda hazırlanan dijital araçlar tasarlanma ve planlanma aşamasında tüm ayrıntılar dikkate alınmadan üretilirse uygulandıklarında hiçbir işe yaramıyorlar.
Tüm ayrıntıların dikkate alınması da işlerin konuyla ilgili tüm paydaşlardan oluşan takımlarla yürütülmesine bağlıdır. “Yaptım oldu” yaklaşımı takım çalışmasına önem vermez. Görüş topluyor gibi görünse de görüşleri dikkate almaz.
“Yaptım oldu” yaklaşımını benimseyenler takım kurmuş gibi görünebilirler. Ancak kendilerinin yönetebildikleri üyelerden oluşan takımları tercih ederler. Dolayısıyla üyeler, uzaktan yönetilen takım başkanına hiçbir şekilde zıt görüş bildiremezler. Veya üyeler öyle seçilir ki konu hakkında bilgileri eksiktir. Görüş bildiremezler. Görevleri sadece başkan ne derse onaylamaktır.
Kamu Kurumları için stratejik plan hazırlama rehberi vardır. 2005’te yayımlanan 5018 Sayılı Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu gerekliliği olarak kurumlar stratejik planlarını, bu rehbere göre hazırlarlar ve web sitelerinde yayımlarlar. Denizli Sivil Toplumu Kuruluşları (STK) Gelişme Platformu (DESGEP) çalışmalarımız sırasında bu rehbere ve kamu kurumlarının yayımlanan stratejik planlara dikkat çekmiştik.
Valilikler, kaymakamlıklar ve belediyeler bu rehbere göre stratejik planlarını hazırlarlar. Kendi kurumlarının idareleri yanında kentin de stratejik planı hazırlanır. O zaman STK’ların bu planları okuyup bulundukları kentin stratejik planına göre yol haritalarını çizmelerini müzakereye açmıştık. İlgi duyan olmadı.
Bakanlıkların da stratejik planları var. Aslında tüm vatandaşları ilgilendiriyor bu planlar. Bakanlıkların faaliyet raporlarıyla birlikte incelendiğinde hesap vermek açısından çok önemliler. Bunların da farkında olan vatandaş çok az sayıda diyebilirim.
Yürüttüğüm değerlendirmeler kapsamında, kurumların stratejik planlarını inceliyorum. Stratejik Plan Hazırlama Rehberinde 7. Madde “İzleme ve Değerlendirme” başlığını taşıyor. Kurumların çoğu bu madde altında kısa açıklama yapıyor. Nasıl izleneceği, izlerken hangi kalite göstergelerine, çıktıların hangi çıktı özelliklerine ve çıktıların etkilerinin hangi sonuç göstergelerine göre kontrol edileceği konusunda bilgilere rastlanmıyor. Dolayısıyla sürekli iyileştirme yaklaşımı da gözlenemiyor.
Stratejik planlarda performans göstergeleri tanımlanıyor. Onlar da hep sayıya odaklı. Gerçekleştirilen hedefler, sayıya erişim değerine göre ulaşıldı, ulaşılamadı olarak raporlanıyor.
Yürüttüğüm projem nedeniyle bir bakanlığın stratejik planını ve 2022 Faaliyet raporunu inceliyorum. Orada da aynı yaklaşım var.
5018 sayılı yasada “İç Kontrol Sistemi” başlığında iç kontrol tanımında “…faaliyetlerin etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde yürütülmesini, varlık ve kaynakların korunmasını…” ifadesi var. Faaliyetlerin etkililiği, ekonomisi ve verimliliği, süreçlerin risk temelli kalite göstergeleriyle yönetilmesiyle anlaşılır.
Strateji ve politikalara erişilmesi için gerekli olan süreçler/prosesler ayrıntılı tanımlanmazsa ve kalite hedefli değerlendirilmezse “Yaptım oldu” yaklaşımından bahsetmek uygun olmuyor mu?
İyi bir hafta diliyorum.
Sağlıklı, Sevgi ve Saygıyla kalın.