HIV ve AIDS nedir?
İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü olarak tanımlanan HIV bir virüs olup insandan insana cinsel yolla, konta mine olmuş ortak enjektör kullanımı veya enfekte tıbbi gereçlerin bütünlüğü bozulmuş deri ve mukoza teması ile veya anneden bebeğe doğum sırasında bulaşabilmektedir.HIV virüsü bazen bulaştan sonra ağır bir gribal enfeksiyon kliniği ile kendini gösterebileceği gibi, yıllar boyunca semptomsuz olarak da seyredebilir. HIV bağışıklık sistemimizde spesifik bir hücre grubunun sayı ve fonksiyonunu bozarak hastalığa neden olur.HIV enfeksiyonu tanısı konulmamış hastalar aylar ve yıllar sonra AIDS olarak adlandırdığımız klinik tabloda karşımıza çıkabilmektedirler. Tanım olarak Edinilmiş Bağışıklık yetmezliği sendromu olarak tanımlanır ve belli bir bağışıklık hücre sayısının azalması, fırsatçı nadir bazı enfeksiyonlar ve kanserler ile birlikte görülebilir.İlk olarak Amerika Birleşik Devletlerinde, 1984 yılında bazı kanser türleri ve fırsatçı enfeksiyonların belli bir grup genç hastada görülmesinin ardından HIV enfeksiyonuna bağlı bağışıklık yetersizliği vakaları tespit edilmiştir. Geride kalan yaklaşık 40 yılda HIV/AIDS konusunda birçok tanı tedavi olanakları meydana gelmiş olup hastalık ilk yıllarda olduğu gibi ölümcül bir enfeksiyon hastalığı olmaktan çıkmış düzenli takip ve tedavi gereken kronik bir hastalık haline gelmiştir. Düzenli takip ve tedavi altında olan olguların beklenen yaşam süreleri sağlıklı bireylere oldukça yakındır. Hastalarımız için kalıcı bir tedavi seçeneği olmayıp ömür boyu antiviral tedaviler almaktadırlar.Günümüzde hastalığın tedavisinde önemli gelişmeler kaydedilmiş olup tedavi ile bulaştırıcılık önlenebilmekte ve enfeksiyonun anneden bebeğe geçişi engellenebilmektedir. Şu anki tedaviler, AIDS gelişimini yavaşlatmakta ancak ilaçların düzenli kullanılması, toksik etkileri ve direnç gelişimi gibi bazı faktörler bu güçlü kombine tedavilerin etkilerini azaltabilmektedir.
Bu nedenle HIV ile enfekte kişilerin, takiplerinin iyi bir şekilde yapılması gerekmektedir.
HIV’ e başarılı yanıtta ilk adım sağlıklı yaşam için kişilerin çekinmeden ulaşabileceği HIV’ e karşı koruyucu ve tedavi edici servislerin yeterli olması olarak tanımlanmaktadır. Her ülkenin kendi gerçeklerini ve şartlarını göz önünde bulundurarak risk altındaki kişilerin iyi tanımlanması ve bu kişilerde öncelikle farkındalığın arttırılıp erken tanı ve tedaviye ulaşmalarını sağlamak büyük önem taşımaktadır.
HIV ile mücadelede en önemli konulardan biri de toplumun bilgilendirilmesi ve HIV ile enfekte kişilerin zaman zaman maruz kalabildikleri ayrımcılık ve dışlayıcı tutumların önüne geçilmesidir.HIV/AIDS konusunda farkındalığın oluşturulması/yaygınlaştırılması, sadece bir güne sınırlı kalmadan, bu konuda bilgisi olan herkesin görevidir. Bir gün değil, 365 gün boyunca pozitif bir bakış ve dayanışma içerisinde olmaya devam edelim.