Ölçmek ve Saymak

Diler Aslan

27-11-2023
Bize yazmak için tıklayınız.

Kalite ilkelerinden birisi “Ölçmezseniz iyileştiremezsiniz” ifadesidir. “Saymazsanız” değil. 

Ölçüm, tanımlanmış kalite niteliklerinin hassas ve titizlikle değerlendirilmesini içerir. Değerlendirmede standartlandırılmış birimler (kalite hedefleri, ürün ve hizmetin özelliklerine erişim standartları vb.) kullanılır ve niteliklere göre ayrıntılandırılmış veriler elde edilir. 

Sayma ise ayrıntılı ölçüme gerek duymadan miktarları ve oluşumları belirlemek için daha basit bir yöntemdir. 

Kalite değerlendirmelerinde hem ölçümün hem de saymanın kendi rolleri vardır. Bu farkın anlaşılması önem arz etmektedir.

Şu diyaloğu değerlendirelim: Baba, eşine sorar: “15 elma aldım neden yetmedi diyorsun? Anlamıyorum.” Eşi; “5’inin yarısını attım, diğer beşinin de hepsini attım. Çünkü çürüktüler.” Diye yanıtlar. Babanın söylemine göre gereken yapılmış. Eşin söylemine göre 15’ten 5’i tam anlamıyla işe yaramış. Kalite yönetimi bakışıyla her ikisinin ifadesi de kalite güvencesini sağlıyor mu? Elma için belirlenmiş kalite hedefleri veya nitelikleri belirlenmeden anlaşılamaz.

Ülkemizde kaliteyi yalnız “saymaya” endeksleme yaklaşımı yaygınlaşmakta. Bu yaklaşımın yaygınlaşması dijital çağda geri gitmemize neden olabilecek kaygısını taşımaktayım. 

Özellikle yükseköğretim kurumlarında olduğu gibi dünya sıralamalarının varlığı bu yaklaşıma neden olmakta. Ancak kalite yönetimi ilkelerini tam anlayanlar bu sıralamaları kalite mekanizmalarıyla ilişkilendiriyorlar.

Geçenlerde Dünya Bankasının bir temsilcisinin yükseköğretim kurumlarıyla ilgili röportajını dinledim. O da kalite açısından değerlendirmelerde, üniversitelerin dünya sıralamalarına sıcak bakmadığını ancak belirli alanlarda üniversitelerin kendi yerlerini görmeleri açısından yararlı olabileceğini vurguladı. Dünya Bankası olarak bu sıralamalara odaklı olmadıklarını, daha derin değerlendirmeler yaptıklarını söyledi. 

Kalite ve mükemmellik açısından, saymaya değil saymanın da yer alabileceği ölçmeye odaklı olan daha derin inceleme ve veri gerektiğinin farkına varılmalı ve uygulanmalıdır. 

Kalite açısından ülkemizde dünyadaki uygulamalara paralel uygulamaları yürüten kurum ve kuruluşlar var. Ancak sayılara odaklı olarak yalnız algı yönetimine odaklı kurumlar ve kuruluşlar da çoğunlukta.

Üniversite yetkinlik analizi raporları TÜBİTAK tarafından yayımlanmaktadır. Bu raporlar sayılara dayalıdır. Ancak genel değerlendirmelerde belirli oranları da dikkate almakta ve üniversitelerin gelişmelerini görmeleri açısından yarar sağlamaktadır. Raporda şuna dikkat çekilir: “Üniversite grafiklerinin yorumlanması … Örnek grafikte üniversitenin 6 no’lu alanda diğer alanlara görece kendi içinde daha yetkin görünmesi, üniversitenin o alanda Türkiye çapında da önde olacağı anlamına gelmemektedir. ... Üniversitenin belli bir alanda Türkiye çapındaki yetkinliğini görmek için alan grafiklerine bakmak ve grafikleri birlikte değerlendirmek doğru olacaktır.” Bu ifadeye karşın bazı üniversitelerde bu grafiklere göre ülke birinciliklerinde yer aldıklarını açıklayan haberler gözlenmektedir.

Belirli alanlarda görece yetkin olmanın iç kalite güvencesi mekanizmalarıyla ilişkilendirilmesi önem arz eder. Belirli alanda daha yetkin olmak iç kalite güvencesinin varlığını kanıtlayabilir mi?

Ölçmek ve saymak arasındaki farkın kalite güvencesi açısından anlaşılması büyük önem arz etmektedir. 

İyi bir hafta diliyorum.  

Sağlıklı, Sevgi ve Saygıyla kalın. 

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Diler Aslan - Diğer Yazıları
Bütün Diler Aslan Yazıları