ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ

Fatma AYTEKİN

22-11-2023
Bize yazmak için tıklayınız.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 20 Kasım 1959 yılında Çocuk Hakları Bildirgesi ‘ni, ayrıca 20 Kasım 1989’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, tüm çocukların yaşama, sağlık, eğitim, korunma, düşünce özgürlüğü gibi haklara sahip olduğunu belirlemektedir. Bugün, tüm dünya da çocuk haklarının duyurulması ve savunulması için önemli bir gün olarak kutlanmaktadır.Maalesef bu sene çocuk hakları gününü hüzünlü, endişeli ve kızgın şekilde kutlamaktayız. Çok yakın coğrafyamızda, Gazze’de çocuklar acımasız şekilde okullarında, evlerinde ve tedavi aldıkları veya sığındıkları hastanelerde savaş suçu işlenerek öldürülmekte, katledilmektedir. Bu savaşın, katliamın en hızlı şekilde son bulmalı ve Gazzeli masum çocuklar çocukluklarını yaşamalı, bu korkunç kâbus son bulmalıdır.Atatürk’ün “Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.” sözü, adeta Çocuk Hakları sözleşmesinin özünü oluşturmaktadır. Çocukları etkileyebilecek her kararda, çocuğun üstün yararının korunması yönünde kararlar verilmeli ve her zaman için onların üstün yararına öncelik tanınmalıdır. Dünyada devam eden savaşlardan, göç sorunlarından etkilenen ve maddi imkânsızlıklar nedeniyle çalışmaya itilen çocuklar da bu haklar kapsamında korunmalıdır. Her vatandaşın toplumda çocukların korunması için üzerine düşeni yapması adına, Çocuk Hakları Günün hatırlanması daha da önem kazanmaktadır.Çocukların hassas yapıları itibariyle özel ilgiye ihtiyaç duymaları, onları maruz kalabilecekleri zorluklara karşı savunmasız bırakmaktadır. Bu zorluklara ebeveyn kaybının dâhil olduğu durumlarda ise söz konusu hassasiyet oranı daha da artmaktadır.Böyle bir tablo karşısında masumiyet timsali olan çocuklarımız; savaş, göç ve yoksulluk gibi olumsuzlukların içinde kalmamalı; renk, cinsiyet, inançlarına göre farklı muameleye tabi tutulmamalıdır. Bu kelimelerin anlamını bile bilmemeleri gereken yaşlarda, tüm bunlara maruz kalmalarına izin verilmemelidir.Her şartta, savaşta ve barışta hatırlamamız ve öncelememiz gereken şey çocuklara karşı birinci derecede sorumlu olduğumuzdur. Devletlerin güvenlik gerekçeleri, yüksek çıkarları çocuklara karşı olan sorumlulukları gölgeleyecek gerekçeler olmamalıdır. Bu sebeple, her ailenin kendi çocuğunun fiziksel ve psikolojik gelişiminden birinci derecede sorumlu olduğu göz ardı edilmemeli ve devletin bu süreci aktif olarak takip ederek aksayan yönler ile ilgili gerekli tedbirleri alması gerekmektedir.Çocukların fiziksel ve psikolojik gelişiminde en önemli etken aile müessesesidir. Ailede yaşanacak olası problemlerin, aile danışmanları aracılığıyla çözüme kavuşturulması en çok da çocukların kazanımını sağlayacaktır. Devletin, boşanma söz konusu olduğunda evlilik birliğinin ihyası için çiftleri aile danışmanlığına yönlendirerek çözüm aramayı şart olarak kabul etmesi ve bu kapsamda düzenleme yapması, evlilik birliğinin korunması açısından elzemdir.
Çocuk Hakları Sözleşmesi Maddeleri Kısaca; 
Her insan 18 yaşına gelene kadar çocuktur.
 Dünya üzerindeki tüm çocuklar aynı eşit haklara sahiptir.
Çocukları ilgilendiren tüm konularda çocukların yüksek yararı temel alınmaktadır.
Her çocuk temel yaşama hakkına sahiptir.
Çocuklar doğuştan isim alma, vatandaşlık hakkına sahip olma, anne-babasını tanıyıp bilme hakkına sahiptir.
Her çocuk anne ve babasıyla yaşama hakkına sahiptir.
Her çocuğun eğitim görme hakkı vardır.
Çocuklar duygu ve düşüncelerini kendilerinin seçtiği yöntemle açıklama özgürlüğü vardır.
Çocuğun yetiştirilmesinde sorumlu olan anne-babalara devlet destek vermekle yükümlüdür.
Çocuğu yetiştirmekle yükümlü olan kişiler kendi hak ve özgürlüklerini çocukların hak ve özgürlüklerine zarar vermeden kullanmak zorundadır.
Devlet, her çocuğun sağlığını güvence altına almakla sorumludur.
Her çocuğun güvene,saygıya,sevgiye ve haklarının korunmasına, öğretilmesine ihtiyacı vardır. Yalnızca Kasım ayında değil, her zaman çocuklarımızın haklarını onların yüksek yararı çerçevesinde gözettiğimiz bir dünya dileğiyle.

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Fatma AYTEKİN - Diğer Yazıları
Bütün Fatma AYTEKİN Yazıları