Bugün Türkiye Cumhuriyet’in 101. Yılının ilk günü. 1921’de yeni Türk Devletinin ilk anayasası kabul edilmiştir. 29 Ekim 1923’te Anayasaya “Türkiye Devleti bir cumhuriyettir.” Maddesi eklenerek devletin şekliyle ilgili eksiklik giderilmiştir. Cumhuriyet ilanından sonra gerekli olanlar eklenerek 20 Nisan 1924’te onaylanan anayasa 1960’a kadar değiştirilmemiştir. 1960, 1982’de yenilenen anayasanın maddelerinden bazıları 2017’ye kadar değiştirilmiştir. Bu değiştirmelerden birisinde, Türkiye Büyük Millet Meclisinde olan yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına devredilmiştir (Madde 104).
Tüm kanunların Anayasaya uyması şarttır. Seçilen her milletvekili, Cumhuriyet ilkelerinin uygulanmasında yol gösteren Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına el basarak tüm maddelerine uyacağına yemin ederek ant içer.
Aşağıda “Başlangıç” Metnini paylaştım. Seçtiğim 80. Maddeyi de vurgulamak istedim: “Madde 80 - Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler.”
“BAŞLANGIÇ
Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa,
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda;
Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedi varlığı, refahı, maddi ve manevi mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;
Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;
Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu;
Hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;
Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;
Topluca Türk vatandaşlarının milli gurur ve iftiharlarda, milli sevinç ve kederlerde, milli varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve "Yurtta sulh, cihanda sulh" arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;
FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere.
TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.”
Cumhuriyet, halkı temel alır. Halkın seçtiği milletvekilleri yönetimdedir. Ancak halk, dolayısıyla vatandaş kendi hakkını ve cumhuriyetin kendisine tanıdığı hakların bilincinde olmalıdır. Cumhuriyet ilkeleri ve T.C. Anayasa maddeleri kalite yaklaşımıyla değerlendirilebilir ve vatandaşlık haklarının önemi anlaşılabilir.
Cumhuriyetimizin ikinci 100 Yılına başladık. Nice Türkiye Cumhuriyeti 100 Yıllarının kutlanması temennilerimle…
İyi bir hafta diliyorum.
Sağlıklı, Sevgi ve Saygıyla kalın.