HER ŞEY DÜŞÜNCEDE Mİ?

Hüseyin Güdücü

02-11-2016
Bize yazmak için tıklayınız.


            Genç bir adam yolda giderken, yaşlı bir kadına rastlamış. Genci tanıyan kadın, “Size bir şey soracağım, babanıza bir şey mi oldu acaba? Artık toplantılarımıza katılmıyor da merak ettim,” demiş. Genç adam, “Evet babam bir süredir hasta yatıyor,” demiş. Yaşlı kadın, alaycı bir gülümseyişten sonra, “Hastalık sadece bir düşüncedir. Babanız hasta olduğunu düşünüyor. Bizim grubumuzun görüşlerine göre, ruh hasta olamaz. Babanıza bunu hatırlatın, onun hastalığı sadece düşünceden ibaret,” demiş.

            Üç hafta kadar sonra, genç adamla yaşlı kadın yeniden karşılaşmışlar. Yaşlı kadın, “Baban hala toplantılarımıza katılmıyor. Ne oldu yoksa benim mesajımı ona iletmediniz mi?” diye sormuş. Genç adam, “ İlettim efendim ilettim ama babam şimdi de öldüğünü düşünüyor! Babama, ölümün sadece bir düşünceden ibaret olduğunu, aslında ölmediğini söyledik ama onu ikna edemedik. O öldüğüne o kadar inanmıştı ki, onu mezarlığa götürüp gömmekten başka çare bulamadık,” demiş. 

Öncelikle düşüncenin bir sonuç olduğunu iyi hatırlamalıyız. İnsanı belli bir şeyi düşündürmeye iten nedenler vardır. Bunlardan birincisi, duyularımızdır. İnsan bir çiçek gördüğünde, hoş şeyler düşünür, bir cenaze gördüğünde aklına hüzünlü şeyler.  Aynı şekilde duyduğumuz şefkatli bir ses, başka, tehdit edici ses, başka düşünceler üretir. Yine bir koku, bir tat, derimizin duyduğu, soğuk, sıcak, ılık, sert, yumuşak vb gibi duyular, bizi başka başka düşüncelere sevk eder.

İkincisi, hormonlarımız. Örneğin, insanın şehvet duygusunun kabarması, onu bambaşka düşüncelere götürür. Can korkusuna düşen insanda adrenalin hormonu salınır. Adrenalin, insanın bütün duyularını alarma geçirir, vücudu kuvvetlendirir, biraz panik haline sokar, insan adeta delirmiş gibi olur. Bu durumda dur ben düşüncemi kontrol edeyim, filan diyemez. Canını kurtarmaktan başka bir şey düşünemez.

Üçüncüsü, insanın ruh hali düşünceleri çok etkiler. O an karamsarlık hakimse, coşkun bir düşünce pek beklenemez. Tabii pür neşe halindeki bir insanında, karamsar düşüncelere gark olması olacak iş değildir.

Dördüncüsü,  bilinç dışıdır. Bilinç dışını insanlığın yaşadığı her şeyin depo edildiği bölüm diye tanımlanır. Bilinç dışı yaşanan her olayı, daha önceki kayıtlara dayanarak değerlendirir ve bir sonuca varır. Bu sonuç bir düşünce olarak bilinçte belirir. Şahıs o an bu bilinç dışından gelen bilgiye göre düşünür. Şahıs bir olayı nasıl yorumlayacağını bilinç dışına kaydetmiştir. O olayla karşılaştığında otomatik olarak aynı yorumu yapar. O yüzden benzer olaylarda benzer düşünceler hemen beyinde beliriverir.

Neticede düşünce, bir ağacın meyvesi gibidir. Bilinç dışı, duyular, beden, ruh bir bütün olarak bir ağaç, düşünce bu ağacın meyvesidir.  İnsan bir bütündür, onu sadece düşünce olarak görmek, ağacı değil, meyveyi görmektir.                     

 

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları