KULLANILMAK ZORUNUZA GİDİYOR MU?

Hüseyin Güdücü

27-10-2016
Bize yazmak için tıklayınız.


            Başlıktaki soruya, hemen herkesin, ‘Hem de nasıl! Hem de nasıl!’ diye cevap verdiğini düşünüyorum. İnsan, ihtiyacına uygun eşyayı, aracı, gereci yani nesneyi kullanır.  Eğer bir insan, başka bir insanı kullanıyorsa, onu insan gibi değil de, nesne yerine koymuş olur. Bir insanın, insan yerine konulmaması, nesneymiş gibi muamele görmesi, ona yapılacak en aşağılayıcı davranıştır.  O yüzden kullanılmak herkesin zoruna gider.

            Her ne kadar zorumuza gitse de, günlük hayatta bu tavra sıkça muhatap oluyoruz. İnsanlar bu aşağılayıcı tutuma maruz kalmamak için, türlü yollar arıyorlar. Birçok insan mesafeli bir tutum takınarak, kendini korumaya çalışıyor. Mesafeli olmak sosyal ilişkileri zorlaştırır ama kullanılmaktan yeğ tutulduğundan tercih ediliyor.

            Hemen kimse, kullanılmaktan hoşlanmamasına rağmen, nasıl oluyor da insanlar hala başkalarını kullanmaya, pervasızca devam ediyorlar?

            Toplum düzeni, mantık ve gerçeklik esas alarak kurulmuş. Bu düzende, mantıklı olanlar, hatta kurnaz olanlar hep kazanmışlar. Yüz yıllardır aynı düzen süregeldiğinden,  kazanmak isteyenler mantıklı davranmaya yönelmiş. Mantık, her an, ‘Ben nasıl kazançlı çıkarım, ya da nasıl kaybetmem,’ diye hesap yapıyor. Hesap bu olunca, insanı nesne gibi görmek mubah hale gelmiş.

Mantık insanları kabaca ikiye ayırır. Birincisi, kullanabileceklerim, daha doğrusu sömürebileceklerim. İkincisi kullanamayacaklarım. Birinciler muhteşem insanlar, ikinciler; asi, münafık, rakip, el, gavur, düşman vb. Birinciler kullanışlı olduğu sürece sorun yok.  İkincilerin zaten canı cehenneme. 

            Günümüzde insan kullanmak düpedüz başarı sayılıyor. İş öylesine çığırından çıkmış durumda ki, kazanç için insanları göz göre göre ölüme göndermek bile olağan sayılıyor. Savaşların bu amaçla çıktığını artık bilmeyen yok.           

            İnsanlar, zamanla, mantığın gözünden bakmaya öylesine alışmışlar ki, bir de kalp gözleri olduğunu tümüyle unutmuşlar. Mantığın sesi öylesine gür çıkıyor ki, kalbin ‘Hiç insan insanı kullanır mı? Hiç insan nesne yerine konur mu?’ diyen feryatları çok cılız kalıyor.

            İnsan bir de kalbi olduğunu yeniden hatırladığında, kalbinin sesini duymaya başlayacaktır. Kalbinin sesini duyanlar, insan olduğunu unutmadıkları gibi,  başkalarının da insan olduğunu daima hatırlayacaktır.  

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları