Tevazu, alçak gönüllülük anlamına gelir. Alçak gönüllü kelimesinin sözlük anlamı; Kendi değerini olduğundan az gösteren, öyle olmadığı halde kendini başkalarıyla eşit tutan kimse.
Bir kelimeyi sözlük anlamıyla tanımlamak, sadece ne olduğunu bilmek genellikle yetersiz kalır. Anlamı derinleştirmek, yeterli kılmak için o kelimenin ne olmadığına da bakmak gerekir. Tevazunun ne olmadığına bakacak olursak; tevazu kesinlikle düşük öz saygı, kendi değerini küçültme ya da kendini aşağılama değildir. Ayrıca, tevazu, kibrin ya da böbürlenmenin yokluğu olarak da tanımlanamaz, zira “olumsuz bir şeyin yokluğu olumlu bir şeyin varlığını zorunlu kılmaz”
Tevazunun ne olduğunu ve ne olmadığını tespit ettikten sonra, tevazu sahibinin özellikleri neler olabilir, ona bakalım: Birincisi; kendine saygısı tamdır, kendini küçük görmez, kendi yetenek ve başarılarının farkındadır. İkincisi, sınırlarını, eksiklerini, kusurlarını, güçlü ve zayıf yönlerini savunmacı olmaksızın gerçekçi bir şekilde bilir ve onlarla yüzleşir. Üçüncüsü; kendini yenilemeye açık, istekli olduğu kadar başkalarına karşı sabırlı nazik ve empatiktir. Dördüncüsü; kendisini evrenin merkezi olarak görmez. Everenin bir parçası olduğunun hatırda tutarak, kendini buna göre konumlandır. Diğer insanların ve varlıkların kıymetini bilir, onların evrene olan katkısını takdir eder. Beşincisi; ahlaki açıdan bakıldığında ise, kendi istek ve çıkarları kadar diğerlerinin istek ve çıkarlarının da temelde meşru ve önemli olduğunu bilir. Altıncısı; diğerlerini hiçe sayan bir üstünlük hissinin ve ayrıcalık beklentisinin tam karşısında yer alır. Bencillik, kabalık, üstünlük inancı yoktur. Yedincisi; ruhsal açıdan bakıldığında, benlik saygısı tam, yaşam doyumu, affedicilik, şükran duyma, uyumluluk gibi pek çok olumlu ruh sağlığı göstergesine ulaşmıştır.
Görüldüğü gibi tevazu sahibi biri; insani, ahlaki, ruhsal açıdan en üst mertebeye ulaşmış neredeyse ulvi bir kişidir. Böyle birinin hem kendine hem de çevresine büyük faydası ve katkısı vardır. Bu yüzden olsa gerek tüm dinler ve öğretiler tevazuyu överler, tavsiye ederler. Tevazu sahibi olabilmenin yolu, bilgi, deneyim ve görgüden geçer. Bunun için kişinin mevcut bilgilerinden ve başkalarının tecrübelerinden şüphelenip bunları test etmesi, görgüsünü artırmak için karşılaştığı fırsatları değerlendirerek gerçeklere ulaşması gerekir. Ebeveynlerden alınan ikinci el bilgilerle tevazu sahibi gibi görünmek mümkündür ama gerçeğine ulaşmak pek mümkün değildir.
