7 Aralık 2024 Cumartesi

İNSANIN TOPLUMDAKİ YERİ  

Hüseyin Güdücü

19-01-2023
Bize yazmak için tıklayınız.

            İnsanın en güçlü arzularından biri güçlü olmak, diğeri toplumun sevgi ve saygısını kazanmaktır. Bu arzuları gerçekleştirmenin en bilinen yolu iyi bir işte çalışmaktır. Bunu başarabilenler, hem kendini güvende hisseder, hem de sevilen sayılan biri haline gelir.     

            Toplum hem yaşamda kalmamızı hem de iş bölümünün ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu sayede sayısız uzmanlıklar ortaya çıkmış yaşam süresi ve konfor artmıştır. İş bölümünde üzerine düşeni yapanlar sayesinde ortak bir yaşam tesis edilmiş ve toplumun huzuru böyle sağlanmıştır. Bu yüzden insanın toplumdaki değerini; başkalarına ve topluma karşı takındığı tavır, yani üzerine düşeni yapması belirler.  

             Tabii herkes aynı derecede uyumlu olmadığından üzerine düşeni yapamayan ve yapmayanlar vardır. Fiziksel ve akli engeli olanlar, gücü yetmediği ve yeteneği olmadığı için yapamazlar. Yeterli gücü ve yeteneği olduğu halde benciller, kendini yaşamın merkezi sananlar, empati yapamayanlar, hainler, serseriler üstüne düşeni yapmazlar. Eğer bu insanların yaptıkları yanlarına kar kalırsa, hakkaniyet ilkesi ortadan kalktığı için toplumun dengesi temelden bozulur.  

            Hakkaniyet ilkesini toplumu yöneten devletin tesis etmesi beklenir. Akıl ile yönetilen devletler bunu layığıyla yaparlar. Böyle devletler, bir yandan fiziki veya ruhi zayıflıkları olanlara sosyal destek verirken, bir yandan da uyumsuzları ıslah etmeye çalışırlar. Devletin hakkaniyetli davranması, üzerine düşeni yapanları gayrete getirirken yapmayanlara caydırıcı etki yaratır. Böylece her bir fert zincirin sağlam bir halkası olmaya çalışır ve işler tıkır tıkır yürür.  

 Akıl yerine bir ideoloji ile yönetilen devletlerde ise ne yazık ki hakkaniyet ilkesi işlemez. Bunun yerine bizden olanlar değerli sayılırken, olmayanlar değersizleştirilir. Yani toplum için üzerine düşenleri yapmak değerini yitirirken taraf olmak geçer akçe olur. Geçer akçe erdem olmaktan taraftar olmaya dönüşünce,  mutsuz, huzursuz bir toplum yaratılmış olur.  

Akılla yönetilen toplumlarda insanlar toplum baskısını nispi hissederken, ideoloji ile yönetilen toplumlarda insanlar sürekli bir kalıba zorlanmaktan bunalırlar. Şu kısacık ömrümüzde, ülkemiz için kendimiz olmaya yardım eden bir devlet yönetimi diliyorum.  

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları