İngilizce’de kullanılan bazı terimlerin Türkçe karşılıklarının bulunması oldukça zorlayıcı oluyor. Taşıdığı anlama göre adlandırma konusunda sorun yaşanabiliyor. Kolaya kaçılarak İngilizce okunuşu yerleştiriliyor. Ya İngilizcesi tam anlaşılamadığından bu yol tercih ediliyor ya da anlamı veren sözcük kulağa hoş gelmiyor. Böylece birbirimizin ne dediğini anlamadan konuşup duruyoruz.
Bu durumun çeşitli örnekleri var: “Accuracy” akürans; “precision” presizyon; “variance” varyans, “gap” gap; “global” global; “innovation” inovasyon, vb.
Anlamını taşıması açısından bu sözcükler şu şekilde kullanılabilir: “Accuracy” doğruluk; “precision” kesinlik; “variance” değişkenlik; “gap” eksiklik; “global” küresel; “innovation” yenilikçilik, vb.
Tam karşılığı olan sözcüğün kullanılmasında çekince varsa, İngilizce okunuşunun yazılması yerine, kelimenin yanına veya metne alt bilgi şeklinde, İngilizce’sinin yazılması yararlı olabilir. Bu şekilde anlamı ortak anlaşılabilir ve yayılabilir. Ya da anlamı net olarak açıklanmalı.
Anlambilim konusunda çok gelişmiş olmadığımızı kabul etmemiz gerekiyor. Terminolojisi herkesin anlayacağı şekilde ortak geliştirilmemiş ülkelerde, eğitim hedefine ulaşamaz. Çeşitli alanlarda eksik bazı faktörler vardır.
Sözcükler (kelimeler) en önemli iletişim araçlarıdır. Ancak söylenen sözcük dinleyen tarafından net olarak gerçek şekilde anlaşılmalıdır. Anlaşılamıyorsa problem büyüktür. Çünkü işin başında tıkanıklık yaşanır. Daha ileri aşamaya geçilemez.
Bu durum hangi eksikliklere neden olmakta? Sorusunu PISA sonuçlarını değerlendirerek yanıtlayabiliriz.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD)’nün 3 yılda bir 15 yaş gençlerine uyguladığı PİSA 2016 sonuçlarına göre “matematik” ve “okuduğunu anlama” açısından oldukça gerilerdeyiz. 64 ülke içerisinde matematik, okuduğunu anlamak ve fen bilgileri açısından sırasıyla 45, 37 ve 41. sıralardayız.
Hemen tüm alanlarda çeşitli sorunlar yaşıyoruz. Bu sorunların temeli karşılıklı anlaşamamamızdır.
PISA sonuçları ölçülere dayalı yapılmış “eksiklik” analizidir.
“Eksiklik” analizi yerine “gap” analizi kullanılacak olursa anlam açısından etkisi aynı olabilir mi? “Boşluk” analizi olarak kullanılmakta. “Boşluk” da tam anlamını vermiyor.
Yaptığımız değerlendirmeye göre, sonuç raporu nasıl yazılmalı?
“15 yaşındaki öğrencilerimiz 64 ülke arasında matematik, okuduğunu anlama ve fen bilgileri açısından 45., 37. ve 41. sıradalar. Bu sonuca göre “gap”miz var.” Bu gape neden olan faktörleri bularak hızla düzeltmeliyiz.”
Veya
“15 yaşındaki öğrencilerimiz 64 ülke arasında matematik, okuduğunu anlama ve fen bilgileri açısından 45., 37. ve 41. sıradalar. Bu sonuca göre “eksik” yönlerimiz var. Bu eksikliğe neden olan faktörleri bularak hızla düzeltmeliyiz.”
Veya
“15 yaşındaki öğrencilerimiz 64 ülke arasında matematik, okuduğunu anlama ve fen bilgileri açısından 45., 37. ve 41. sıradalar. Bu sonuca göre “boşluğumuz var. Bu boşluğa neden olan faktörleri bularak hızla düzeltmeliyiz.”
Hangi sonuç raporu en etkili? Anlamı net olarak taşıyan “eksik” ve “eksiklik” değil mi?
Sözcüklere anlamlarını yüklemediğimiz sürece yukarıdaki sonuçlarda iyileşmemize olanak görünmüyor.
İyi bir hafta dileklerimle,
Sevgi ve Saygıyla kalın.