Bilginin değerli olduğunu, işimize yaradığını hemen herkes kabul eder ve doğru bilgiye itibar eder. Daha doğrusu itibar etmesi beklenir ancak insanlar bazı hallerde bilgilere itibar etmez, hatta itiraz ederler. Bu haller:  

            Birincisi; alışkanlıklarını sürdürmek isteyeler, buna karşı çıkan bilgilere itibar etmezler. Örneğin; ‘Kızartmaların tümü vücuda zararlıdır. Sigara akciğer kanseri yapar.” Bu bilgilere kızartma sevenler, sigara bağımlıları hazları ellerinden gideceği için itibar etmezler. Hazlarının sürmesi için; ‘Benim ninem her gün kızartma yerdi doksan yaşına kadar yaşadı veya benim bir tanıdığım günde iki paket sigara içerdi hiçbir şey olmadı’ gibi istisnaları kaide gibi görmeye veya kaderde varsa olur gibi bahanelere sığınırlar.     

            İkincisi; kendini iyi hissedenler olası tehlikeleri görmezden gelmeye yatkın olurlar. Bu insanlar doğru ve gerçek bilgiyi eğip bükerek kendilerince olumlu bir yan bulmaya çalışırlar.  

            Üçüncüsü; olumlu düşünürsek olumlu şeyler olur inancı. Bunların fikir yürütmeleri biraz farklıdır. Şöyle ki; normalde önce bilgi toplanır sonra bir sonuca varılır. Oysa bunlar önce bir sonuca varıp sonra onu destekleyici bilgileri toplarlar. Bu yolun yolcuları kendi sonucunu destekleyen bilgileri toplayıp, desteklemeyen bilgileri görmezden gelirler.   

Dördüncüsü; insanlar, doğru bilgiye ulaşmakta zorluk çekildiği felaket dönemlerinde, fısıltı gazetesinin yaydığı pek çok kirli bilgi karşısında bocalar. Bu yüzden sezgilerine güvenmeye meylederler. Tabii sezgi ile doğru ve güvenilir bilgiye ulaşılamaz.    

Yukarıdaki maddeleri özetleyecek olursak; bazı bilgileri benimsemeye duygularımız izin vermiyor. Bir başka deyişle kalbin onaylamadığı bilgileri yok sayıyoruz.  Bu yüzden bilgi tek başına davranış değişikliğine yol açamıyor. Eğer açabilseydi dünyada kötü alışkanlığı olan bir tek kişi kalmazdı.  

İşin enteresan yanı şurası, duygularımızı düşünceler, düşüncelerimizi büyük ölçüde bilgilerimiz belirliyor. Bilindiği gibi insan çevresinde olup bitenlere algısına göre tepki veriyor. Algıyı belirleyen ise bilgilerimiz. Kişinin bilgileri ne kadar doğru ve gerçekçi ise o kadar doğru yorum yapabilir ve olanı biteni doğru algılayabilir hale gelecektir. İşte bu yüzden doğru ve gerçekçi bilgi çok değerlidir.  

 Günümüzde bilgiye internet aracılığı ile ulaşmak kolay gibi görünüyor. Ancak internet ortamında sadece doğru ve gerçek bilgiler yok. Hal böyle olunca doğru, kanıtlanabilir net bilgiyi ulaşmak isteyenler gerçek uzmanları bulmak zorundadır.