Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ile Türkiye Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD)’nin birlikte çok sayıda iş dünyasından desteklerle düzenledikleri kalite kongrelerine katılanlar bilirler, kapanış konuşmasından önce “Yaşam biçimi olarak kalite” oturumları gerçekleştirilir. 2001’den itibaren ikisi haricinde hepsine katılmış olduğum bu oturumlardaki konuşmacılar gerçekten tam olarak kaliteyi yansıtan kişilerdi. Bazılarını tanıyordum çok iyi seçim olduğunu dinlemeden de biliyordum. Dinleyince %100 haklı olduğumu düşünmüşümdür. Tanımadıklarımı da dinledikten sonra hem mantık hem de duygularımla çok iyi seçilmiş olduklarını düşündüm. “Yaşam biçimi olarak kalite” çok anlamlı bir adlandırmadır. Tabii ki anlayabilene… Kalite sistem belgesi almak iyi uygulamalara adım atmak için çok güzel bir uygulamadır. Ancak “kalite kültürü” ayrıdır. Çok yukarılardadır. Erişmek zordur. Kalite kültürü yerleşmiş yerlerde, saygı ve sevgi kişilerin gözlerinden okunur. İşte “Yaşam biçimi olarak kalite” oturumuna davet edilen konuşmacıları dinlerken, bakarken, onların adı anılırken gözlerimizden saygı ve sevgi akıyor. Türkiye’de o oturumda konuşmayan çok sayıda “yaşam biçimi olarak kalite” oturumunda konuşmacı olacak kişiler var. Tanımadığımız kişiler ve toplum tarafından tanınmayan isimsiz kaliteli davranışlar gösteren kişiler vardır. Vehbi Koç kalplerimize taht kuranlardan birisi… Aile fertleri de öyle… Kişisel olarak tanımasam da “Yaşam biçimi olarak kalite” oturumuna %100 yakışacağından hiç kuşkum olmayan Mustafa Koç’a Tanrıdan rahmet, ailesine sabır diliyorum. Üzüntülerini paylaşan çok sayıda kişinin olduğunu biliyorlar mıdır? Bu kadar çok olduğunu bilemezler. Kalite dostu kişiler için hissedilen böyle bir şey işte… Haftaya görüşmek üzere, Saygı ve Sevgiyle kalın…