‘Her şey beyinde biter’ derler ya, aslında bu dosdoğru bir laftır ama inanması kolay değildir. Evet, her şey beyinde biter bitmesine de bunun için beyine tam destek verilmesi gerekir.
Beyine tam destek nasıl verilir?
Nörobilimci David Eagleman, kişinin beynini bir takıma, kişinin tutumunu onun hocasına benzetiyor. Bu örnekten yola çıkarak; bir futbol takımımın hocasının maç öncesi oyuncularına; ‘Karşı takım çok güçlü bizim hiç şansımız yok’ dediğini varsayalım. Hocasından bu lafları duyan takım oyuncularının o maçı kazanma şansı olur mu? Oysa hoca, ‘ Biz çok iyi takımız, ben buna tam olarak inanıyorum. Rakibimizden daha güçlüyüz. Şimdi maça çıkıyoruz ve rakip takımı sahaya gömüyoruz, maçı alıyoruz, ikinci bir seçenek yok. Sizden canla başla mücadele etmenizi ve kazanacağımıza tam inanmanızı istiyorum’ derse neler olur? Hocanın konuşmasıyla motive olan oyuncular yeneceklerine tam inanır ve var güçleriyle gayret ederler. İşte tam bunun gibi bir sorunu çözeceğine tam inanan insanın beyni de buna tam inanıyor. Tam inanma olduğunda beyin bu konuya çözüm üretmek için tam kapasiteyle çalışıyor.
Beyni tam kapasiteyle çalıştırmak için iyi niyet ve azim yeterli değildir ama tetikleyicidir. Azim ve iyi niyeti artıran en önemli etken kişinin yaşadığı bir olaydan etkilenmesidir. Örneğin; sigara içen bir babanın kızını kucağına almak istediğinde, kızının ona, ‘Ben senin kucağına gelmek istemiyorum çünkü kötü kokuyorsun,’ dediği anı düşünelim. Kızının bu sözünden çok etkilenen babanın bir anda sigara bırakma niyeti ve azmi çok artacaktır. İşte bu an sigarayı bırakmaya en çok inandığı andır. Eğer kişi bu anda alınan karar tam inançla alınmış olacaktır. Bir sorunu çözeceğine tam inananların beyni de tam inanır ve tam kapasiteyle çalışır, yarım inananların beyni yarım kapasiteyle çalışır, inanmayanların beyni de inanmaz. Harvard Üniversitesinde yapılan araştırmaya göre, tam inanca sahip olanların beyninin transa geçtiği ve hedefe ulaştırana kadar transtan çıkmadığı anlaşılmış.
Bir şeye tam inanıp ona göre yaşamak uzun vadeli plan yapmak demektir. Uzun vade pek çok insan için cazip değildir çünkü günlük, anlık zevklerden vazgeçmek kolay değildir. Örneğin, sağlıklı olmak için her daim yediğine içtiğine dikkat etmek, sigarayı alkolü bırakmak, bunların verdiği anlık keyiften mahrum kalmak demektir. Tam inançlı olmadan diyete başlayan birine güzel bir pasta ikram edilirse, pastanın cazibesine dayanamayıp onu yer ve diyeti yarına bırakır. Tam inanç olmaz ise o yarın hiç gelmez.
Anlaşılan o ki; bizim için tam kapasiteyle çalışmaya hazır çok harika yetileri olan bir beynimiz var. Sorunlarımızı çözeceğimize tam inanır ve bu inançla beynimizden yardım istersek sorunumuzu çözecektir.
