Neyi öğrenmeliyim?

Diler Aslan

28-03-2022
Bize yazmak için tıklayınız.

Neyi öğrenmeliyim? Sorusunu sormak alışkanlığımız var mı? Olmalı. 

Bir toplumda, “Neyi öğrenmeliyim?” sorusunu sık sık soran insan sayısı az ise o toplum gelişemez. Yerinde sayar durur. Kulaktan dolma bilgiyle hareket etmeye alıştıysa bir ileri, iki geri gider. İleri gittiği zamanlar ön plana çıkarılırsa, yerinde saydığını hatta geriye gitmekte olduğunu anlayamaz. Özetlenirse, gerçek öğrenilmeden, söylenen sözlerle yönetilen toplumlar gelişemezler. 

Geçen hafta Fatih Altaylı’nın Teke Tek Bilim söyleşisini, Youtube’da izlerken şu deyiş dikkatimi çekti “Dil mi düşünceyi yönetir, düşünce mi dili yönetir?” Konuşmacı, bu konuda net sonuca varılmadığını ve dil bilimci olmadığını belirtti. 

Şu sıralar sözlerle yönetilen, icraatları göremeyen bir toplum haline dönüştüğümüz için bu konuyu öğreneyim diye düşündüm.  

Özellikle son yıllarda insanların ağızlarından çıkan sözleri duydukça nasıl böyle konuşabilirler diye hayretler içerisinde kalıyoruz. Sosyal medya bu karmaşıklıkları eleştiren veya haklı bulanlarla dolu. İnsani değerler kalmadı diye düşünüyoruz. 

Söyleşide, dil ve düşünce arasındaki ilişkiye dikkat çekilince bu konuyu araştırmaya karar verdim. Dil mi kalitesizleşti? Düşünce mi kalitesizleşti? Sorusuna yanıt bulunabilir mi? diye düşündüm 

İstanbul Üniversitesinden açık ders olarak sunulan “Dil ve Düşünce” başlıklı ders notunu okudum. Dil ve düşünce arasındaki ilişkinin eski çağlardan itibaren tartışıldığı halen netleştirilmediği açıklanıyor. Dil daha bilimsel yaklaşım gerektirdiği ve dil bilimcilerinin kapsamında olduğu için derine inmedim. 

Sunum metnindeki, Türk edebiyatının en önemli eserlerinden olan Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig’inde geçen “Aklın süsü dildir, dilin süsü söz” deyişi dikkatimi çekti. Bu deyişten çıkarım, “dilin akıl yani düşüncenin ürünü olduğu” şeklinde. Bu bağlamda, “dil” yerine “söz” üzerinde durdum. Çünkü, şu sıralar ülkemizi sözler yönetiyor. Daha doğrusu, büyük kitlelerin düşüncelerini bir-iki kişinin sözleri yönetiyor. 

Hepimiz “sözler” üzerinde duruyoruz. Bütün dertleri unutup “sözlere” odaklanıyoruz ve çeşitli düşüncelere boğuluyoruz. Sözlerle karşılık veriyoruz. İcraatlara dikkat etmiyoruz. Yıllardır böyle oldu. Şimdi, yıllardır süregelen icraatların sonuçlarının etkileri ancak fark ediliyor. Ancak iş işten geçiyor.  

Bazı kişiler “sözlerle” kişileri nasıl yöneteceklerini çok iyi biliyorlar. Çünkü sözlerin düşünceler üzerindeki etkilerinin farkındalar. Dengeyi söz-düşünce etkisi doğrultusuna çekiyorlar. Toplum; söylenen sözlerle oyalanırken kendileri için olumsuz olan icraatların farkında olamıyor. 

Felsefe bilimi ve dil bilimi halen araştırma yapmakta. Ancak gerçek hayatta, sözlerin düşünceleri ağırlıklı yönettiği bir devirde yaşadığımız kesin gibi duruyor. 

İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğinin düşünmek ve konuşmak olduğu gerçeğine göre en önemli konudur, bu konu.

Kalite açısından değerlendirilirse hangisinin kalitesi diğerini etkiler? Diye sorulsa “Yanıtı ne olur?” Karşılıklı etkileşimli olduğu, yanıtı verilebilir.  Birisi kaliteli ise diğeri de kalitelidir.

Gerçeği yansıtmayan sözlerle düşüncelerin yönetilmesi yöntemi kullanılırsa o zaman durum vahimdir.  Bu bağlamda,  “Neyi öğrenmeliyim?” sorusunu sormayan kişilerin çoğunlukta olduğu toplumlarda böyle kişiler başarılı olur. 

Evet, neyi öğrenmeliyim? Sorusunun sürekli sorulması önemli. Bu yazıdaki öğrenme konusu, zorlayıcı bir konuydu. Yine de bazı gerçeklere dikkat çektim gibi. 

İyi bir hafta diliyorum.

Sağlıklı, Sevgi ve Saygıyla kalın. 

 

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Diler Aslan - Diğer Yazıları
Bütün Diler Aslan Yazıları