Türkiye Kalite Derneği (KalDer) İzmir Şubesinin geçen hafta düzenlediği çevrimiçi konferans çok yararlı idi. Başlığı, “2021 Yılını İş Dünyası Nasıl Geçirdi? 2022 Yılı Ekonomi ve Genel Görünüm’” idi. Muhittin Bilget, gerçek verilere dayalı hazırlanmış bir sunum yaptı. Çok anlaşılır ve güvenilirdi.
Geçen hafta da TÜSİAD’ın “Dijital Türkiye” oturumunu izlemiştim.
Her ikisinde de geçmişten, günümüzden ve gelecekten bahsedildi.
Sürekli okuduğumuz, izlediğimiz, dinlediğimiz; yazılı, sözlü ve görsel basın, medya vb. kaynaklar da var. Bu arada bilimsel gelişmelerle ilgili yayınlara ve videolara da hızla erişilebiliyor.
İnternet’te çok eskinin bilgileri, güncel konular ve gelecek öngörülerine de erişiliyor. Uzak ve yakın geçmişte düzenlenen toplantıların videoları ve gerçek zamanlı toplantılar izlenebiliyor.
Bilgi üretiliyor. Geometrik hızla yayılıyor. İnsan kapasitesinin başa çıkamayacağı bilgi yoğunluğu var.
İlk araştırmalara başladığımızda yayınlara erişme yolları vardı. İstanbul, Ankara ve İzmir’deki köklü üniversitelerin kütüphanelerine giderdik. Proje konusuyla ilgili anahtar sözcüklere göre gruplandırılmış yayın listelerinden yayını bulurduk. İstek formunu hazırlar, başvururduk. Yayının elimize geçmesi birkaç ay sürerdi. Türkçe yayınlara erişmek zorlayıcıydı. Hatta mümkün değildi.
Dijital teknolojinin, yayınlara hızlı erişme olanağı sağladığı zamanlarda, 1990’ların başlarında, kanıta dayalı tıp uygulamaları duyulur hale geldi. İlki, insanlara ilaç uygulamalarıyla ilgili idi. İnsan odaklı düşünen tıp bilimi ve ilgili alanda çalışanlar hızla yaygınlaştırdılar. Kanıta dayalı tıp başlıklı bilim alanı belirginleşti.
Daha sonra “kanıta dayalı her şey” başlığıyla önem kazandı. Bu alanın ilk öğretisi şudur: Tarama veya araştırma sorusunun eksiksiz oluşturulması. Soru cümlesinin sözcükleri arasından, anahtar sözcükleri seçersiniz. İnternet’te tarama motoruna yazarsınız. Konuyla ilgili bilgiyi içeren kaynaklar listelenir. Çeşitli tarama stratejileriyle listeyi daraltarak, en uygun kaynaklara erişebilirsiniz.
Bu aşamayla da bitmez. Eriştiğiniz kaynakları inceledikten sonra kaynak listesi daha da daralır. Birbirinden habersiz birkaç uzmanın gerçekleştirdiği “inceleme-eleme” aşamasından sonra çok az sayıda bilgi kaynağı kalabilir. Örn. 500’den 11 kaynağa daralabiliyor. 11 kaynak incelendiğinde en iyi kanıta sahip olanlar daha da azalabiliyor.
Bu işlemler sonucunda “sistematik derleme” ve “metaanaliz” olarak adlandırılan yayınlar üretiliyor.
Ülkemizde Türkçe anahtar sözcük yaklaşımı yoktur. Var dense de yayınlara etkili ve verimli erişim sağlanması çok zorlayıcıdır.
Böyle olunca, ne yapmalıyız? Sorusu gündeme geliyor. Şöyle bir yol izliyorum. Güvenilir bilgi kaynaklarını sunan kuruluşlar seçilebilebilir. Bilgiye göre, Örn. Türkiye’deki genel durum için KalDer, TÜSİAD, TÜRKONFED gibi. Uzun yıllar tanıdığımız, gerçek verilere dayalı, dolayısıyla kanıta dayalı bilgi sunan yazılı, sözlü ve görsel basın organları ve medya da var.
Ancak hepimiz insanız. Akdeniz insanıyız. Hızla etkileniriz. Bu nedenle dijital dünyanın fırsatlarından doğru şekilde yararlanalım. Şu anda sosyal medyada akıl almayacak ifadelerle karşılaşabiliyoruz. Zamanımızı ve enerjimizi harcamayalım.
İnternet’te tarama motorunda, anahtar sözcükleri yazarken güvenilir kuruluşların başlıklarını da ekleyelim. Gerçek verilerle kanıta dayalı bilgi sağladığı bilinen kuruluş ve bireyler bizim “anahtar sözcüklerimiz” arasında yer alsın. Şu anda çarelerden birisi gibi duruyor. Geleceğimiz ve çocuklarımız için mecburuz.
İyi bir hafta diliyorum.
Sağlıklı, Sevgi ve Saygıyla kalın.