7 Aralık 2024 Cumartesi

TARAF DEĞİŞTİRMENİN ZORLUĞU

Hüseyin Güdücü

06-01-2022
Bize yazmak için tıklayınız.

Haksızlığa uğramış, mağdur olmuş, zor durumdaki insanların, bu duruma karşı çıkmak yerine mevcut durumlarını benimsemeye çalıştıkları tespit edilmiş. John Jost ve Mahzarin Banaji bunun nedenini araştırmış. Araştırmada sonucunda, bunun nedenini;Sistemi meşrulaştırma kuramı’ ile açıklamışlar.

Bu kurama göre; perişan durumdaki insanlar, durumlarının iyi olduğuna kendilerini inandırmak için üç ana unsurdan yararlanıyorlar.

Birincisi; benlik(ego). Diyelim ki bir insan, ‘A’ partisine oy vermiş. Fakat bu parti icraatlarıyla kendi çıkarlarına zarar vermiş, vermeye de devam ediyor. Bu kişi buna rağmen tarafını değiştirmiyor. Çünkü değiştirirse, zımnen ben hata yaptım, hatta ben ahmağım demiş gibi olur. Bunu kabul etmek çok çok zordur. Bu yüzden kişi aptal görünmesini önlemek, öz saygısını korumak amacıyla, çıkarlarından vazgeçip, taraftarlığını sürdürüyor.

İkincisi, grup kimliği. Aynı partiye oy verenler, bir cemaate mensup olanlar arasında bir birlik, yoldaşlık olur. Bir gruba ait olmak kişiye güvenlik hissi verir. Bu durumda taraf değiştirmek gruba ihanet anlamına gelir. Hain damgası yememek, kendi grubunda itibar yitirmek, aidiyetini zedelememek tarafını değiştirmiyor.

Üçüncüsü; kurulu düzen. Tüm hayatını mevcut düzene göre planlamıştır. Bu düzen değişirse her şeyin üstüne yıkılacağından, planlarının alt üst olacağından korkuyorlar. Bildik düzende devam etmek kendini güvende hissettirdiği için değişime direniyorlar.

Bence bu kurama iki ilave daha gerekiyor. Birincisi; taraf olduğu ideolojiyi veya liderini taparcasına sevenler var. Militan diye nitelenen bu insanlar, ideolojisine aşkla, sevgiyle bağlandığı için akıl devre dışı kalır. Militanlar, yöneticilerin yaptıkları yanlışlar için hafifletici, başarıları için yüceltici gerekçeler bularak her daim ideolojisine bağlı kalırlar.

İkincisi; kalabalıklar söylenenlerin doğru olup olmadığıyla değil, kulağına hoş gelip gelmediği ile ilgilenirler. Bu yüzden kulağa hoş gelecek şeyler söyleyenden etkilenirler. Etkilendiği kişiyi kurtarıcı gibi görüp ona duygusal olarak bağlanırlar. Duygusal bağ devreye girdiğinde akıl yine devre dışı kalır. Bu yüzden kendisine vaat edilen şeyleri akıl süzgecinden geçirmezler. Hoş geçirseler de, çoğu bunun sağlamasını yapacak kapasiteden yoksundur.

Burada her ne kadar taraf değiştirmeyenlerin, çıkarlarını gözetemedikleri düşünülse de, durum tam aksidir. Çünkü öz saygısını korumak, ait olduğu gruba bağlı olmak, hayatının planladığı gibi sürmesini sağlamak, sevdiği tarafın içinde olmak, bu insanlara kendini güvende hissediyorlar. Kendini güvende hissetmek, yaşamda kalmak bu insanlar için en büyük kazançtır. Yani ‘Azıcık aşım, ağrısız başım’ diyorlar.

Hal böyle olunca taraf değiştirebilmek için, kişinin ilk önce yaşamda kalmaktan daha fazlasını istemesi gerekir. Daha iyi bir yaşam arayanlar, iyinin, güzelin, aklın, doğrunun, kalitenin, zarafetin, adaletin, tarafına geçmek için gördükleri hiçbir fırsatı kaçırmazlar.

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları