TÜSİAD “Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa” Raporunu yayımladı. 19 Ekim 2021’de Yüksek İstişare Konseyi Toplantısında rapor konuşuldu. Raporun hazırlanmasında yer alanlar konuşma yaptılar. Daron Acemoğlu “Dar Koridor” Kitabındaki bulgulardan örnekler verdi.
Tüm konuşmalar çok anlamlıydı. Araştırmalarla kanıtlanmış, kanıta-dayalı konular paylaşıldı. Kutluyor ve ülkem adına teşekkür ediyorum.
Toplantıda bir soru soruldu? Bu raporu kim için hazırladınız? Diye. TÜSİAD Başkanı yanıtladı. Bu soru ilginçti. Bu tür raporlar çok önemli. Soran, belki, “Bu yazılanları kimse duymuyor?” kaygısını dile getirmek istemiştir diye düşündüm.
Bu tür raporlar hep ilgimi çeker. Çok yarar sağlayabilecekleri gerçektir. Planla-Uygula-Kontrol et-Önlem Al (PUKÖ) Döngüsünün “önlem al” veya “iyileştir” sürecinde bu tür raporlardan yararlanılır.
Yararlanıyor mu? İşte bu konuda kaygılarım büyük. Eğitim konusu yıllardır dile getirilir. Eğitim ekosisteminde iş insanlarının yeri nerededir? Sadece üniversite mezunlarından yararlanamadıkları konusunda sürekli sızlanmak mı? Uygun bilgi ve yetkinlikleri kazanamayan mezunlardan şikâyet mi? Yıllardır duyulanlar bunlar.
İş insanları ülkedeki eğitim-öğretim ekosisteminin neresinde yer almalı? Bu konu düşünülmeli. Üniversite-sanayi işbirliği bileşenleri net tanımlanıp iki paydaş tarafından net anlaşılıyor mu? Yoksa yukarıda vurgulanan sorunlar mı sürekli dile getiriliyor?
Eğitim-öğretimde dikey ve yatay entegrasyon/bütünleştirmeler yapılır. Herkes biliyordur. Bu etkileşimlerin bilinçli bir şekilde sağlanmadığı eğitim-öğretim sistemi gelişemez. Ne araştırıcı olabilecek mezun, ne de ihtiyaca yanıt veren meslek mezunu sağlanamaz.
Dikey ve yatay bütünleştirmede büyük sorun var. Yükseköğretim kurumlarına başlayan öğrencilerin yarısından fazlası iş sektörünün ihtiyacı olan meslek veya araştırma yetkinliğini kazanabilecek alt yapıya sahip olmuyor. Bunlarla boğuşan yükseköğretim kurumunda yaşanan zorlukları bir düşünün.
Üniversitelerde gerçekleştirilen sektörlere yönelik program yeterlilikleri için iş insanları kuruluşları ne derece katkı koydular ve sürekli katkı koyuyorlar mı? Bu konuda da bir rapor gerekiyor?
Her iş insanı kuruluşu kentinde bulunan yükseköğretim kurumunun program yeterlilikleri belirlenmesinde yer alıyor mu? Her üniversitenin iç ve dış değerlendirme raporları var. Kaç iş insanı kuruluşu bunları inceliyor?
Ders çıkaran, eksiklikleri ortaya koyan raporlar çok önemli. Mutlaka olmalı. Ancak bu raporları tartışabilen, birbirlerini anlayan, konuşabilen, gereksiz ön yargılara kapılmayan bireyler gerekiyor. Toplumun yapı taşları olan bireysel, bireylerarası etkileşim ve kültür özellikleri de dikkate alınmalı. Enerji kaybettiren davranışlarla başa çıkma yolları öğrenilmeli. Toplum bu tür davranışlar sergileyenlerle doldu.
Geleceği inşa etmeye istekli, yüksek bir potansiyel olduğu kesin. Herkesin katılımının sağlanması önemli. Oluşumlar ve raporlar var. TÜSİAD Raporu örneklerden sadece birisi.
Ancak, PUKÖ’nün “önlem al” dolayısıyla “iyileştir” süreci için yol belirlenemiyor bir türlü… Bütünleşik bakılamıyor.
Bize Cumhuriyeti kazandıran, Mustafa Kemal Atatürk “önlem al” veya “iyileştir” konusunda tam bir rol model. İyi anlaşılması çok önemli…
Onu ve Cumhuriyeti inşa eden atalarımızı minnet ve şükranla anıyorum.
Cumhuriyetimizin korunması temennilerimle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
İyi bir hafta diliyorum.
Sağlıklı, Sevgi ve Saygıyla kalın.