Sevmenin muhteşem bir şey olduğunu bilir, sevmeye çalışırız ama bir türlü sevmeyi beceremeyiz. Birbirlerini seviyor görünenlerin de, karşı tarafın en ufak bir yanlışında nasıl davrandıklarını görünce aralarındaki duygunun sevgi olmadığını kolayca anlıyoruz.
Sevmekte neden zorlanırız?
İnsan sevilmekte asla zorlanmaz, ama sevmeye gelince iş değişir. Bu halimizin ilk tohumları bebeklikte atılır. Bebek doğduğunda sadece emme becerisi olan, ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz, korunmaya muhtaç bir canlıdır. Aile bebeği hem çok sevdiğinden hem de acizliğinden ötürü ona gözü gibi bakar. Ağladığında başta anne ve ailesi, hemen yardıma koşar; açsa doyurur, altı kirlendi ise değiştirir, başka bir sorunu varsa giderir. Çocuk kendisine gösterilen bu ilginin kendi acizliğinden kaynaklandığını bilmez. Bu durumu ben çok önemliyim, bir istediğim iki edilmiyor, demek ki dünyanın merkezi benim, dünyanın geri kalanı kendisine hizmet için yaratılmış,’ sanır.
İşte bu sanı egodur ve onu egoist yapar. Burada egoist deyince ‘önce ben’ diyen kastediliyor. Ancak egoist halk nezdinde; ‘Arzularının esiri olan, onları tatmin etmek için kural tanımayan’ anlamında kullanılıyor. Bu ikisi arasındaki fark; birinci önce ben diyor, ikinci sadece ben, hep ben diyor. Sevgi ve ilgi gören çocuğun sevgi ihtiyacı karşılanmıştır. Böyle bir çocuk kendini sever, beğenir, toplumda bir yeri olduğuna inanır ve kendine güvenir. Önce ben dediği için, başkaları için kendilerini feda etmez.
Sevgisiz ortamda büyüyen, takdir edilmeyen çocukların egosu oluşamaz. Önce ben diyemezler, kendilerini ortaya koyamazlar, sinik olurlar, kendilerine güvenmezler. Çocukluğunda sevilmeyen insanların sevgi ihtiyacı yetişkinliğinde de devam eder. Sevgi ihtiyacını karşılamak isteyen bu insanlar minnacık sevgi için kendilerini feda etmeye hazırdır. Bu zafiyeti gören avcılar bu insanları bir güzel kullanır. Kendi yarasına merhem olsun diye fedakarlık yapan bu insanlar, kullanıldıklarını fark edince feci hayal kırıklığı yaşarlar. Böylece sıkıntıları ve üzüntüleri katlanır.
Sevgi ihtiyacı olan bir insan sevemez. Çok ilgi gösterme adına aşırı korunmuş çocuklar da egosu zayıf olduğundan sevemez. İnsan kendinde olmayanı başkasına veremez ki! Sevmekte zorlananlar önce kendini sevmenin önündeki engelleri kaldırmaya bakmalıdır. Bu durumun farkına varanlar, yaralarını onarabilir, atalarının yanlışlarının kurbanı olmaktan kendini kurtarabilirler.