Arkadaşlar toplanmışlar, bir adam çok sıkıntılı görünüyormuş. Sanki bir yeri ağrıyor ya da bulantısı var gibi görünüyormuş. Arkadaşları “Sıkıntılı görünüyorsun, bir sorunun mu var?” diye sormuşlar.
Adam, “Hiçbir sorunum yok, sadece ayakkabılarım ayağımı sıkıyor,”demiş. Bunu duyan arkadaşlarından biri; “Ayakkabını hemen çıkart da rahatla,” bir diğeri; “Neden ayağını sıkan ayakkabı aldın, derhal yeni bir ayakkabı al,” demiş. Adam; “Benim tek mutluluğum bu. Bu yüzden ayakkabımı değiştirmem,” deyince arkadaşları hep bir ağızdan; “Nasıl bir mutluluk bu böyle!” diye şaşırdıklarını belli etmişler.
Adam; “Kafama takılan bir sürü sorunum var. Bu yüzden çok mutsuzum. Akşam olunca ayağımı sıkan bu ayakkabıyı çıkarınca müthiş bir rahatlama oluyor. Bu yüzden bu benim tek mutluluğum. Onun için bu ayakkabılardan vazgeçemem.”
Herkes mutluluğunu artırmanın yolunu arar ama hikayedeki adamın yaptığı çok saçma. Zaten saçma olduğu için örnek teşkil ediyor. İnsanlar mutlu olmak için dar ayakkabı giymeseler bile ona benzer şeyler ne yazık ki yapıyorlar.
Bir kere çoğu insan hazzı mutluluk sanıyor. Oysa sözlük anlamına göre haz; hoşa giden bir şeyin uyandırdığı duygu, hoşlanma duygusu, hoşlanma, tat alma. Bu durumda haz, hiçbir soruna çözüm üretmez sadece geçici rahatlama sağlar. Rahatlamak amacıyla insanlar; dedikodu yapmak, gezmek, müzik dinlemek, oyun oynamak, seks yapmak, içki içmek gibi bilinen aktiviteler yaparlar. Bunlarla yetinmeyip hayati tehlikesi olan jupping, volkan kayağı, buz tırmanışı, yamaç paraşütü gibi şeyler yapanlar da var.
Bazıları yararlı şeyler yapmayı mutluluk sanıyor. Örneğin, para kazanmak. Para kazanmak yararlıdır ancak bu yarar amaç olarak görülürse işin rengi değişir. Para kazanmayı amaç edinenler sadece kazanmaya odaklanıyor. O zaman para kazanmaktan başka bir şeyi gözleri görmez oluyor. Halbuki parayı amaç değil araç olarak görenler onu kullanarak, ukdelerini gerçekleştirirler. Böylece içlerine dert olan bazı şeylerden kurtulurlar.
Bazıları da iyiyi mutluluk sanıyor. Örneğin; başarılı olmak, saygın bir birey olmak. Herkesin saygısını kazanmak iyidir ama bedeli vardır. Bunu yapmak isteyenler kendini değil diğerlerini esas alırlar. Böyle olunca mutluluklarını başkalarının insafına teslim etmiş olurlar.
Mutluluğun anlamı; bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşmaktan duyulan kıvanç durumu, olgunluk, kut, saadet, bahtiyarlık. Görüldüğü gibi haz, yarar ve iyilik mutluluğun yanına bile yaklaşamıyor. Haz, yarar ve iyilik için yapılanların dar ayakkabı giymekten pek de bir farkı yok. Hayatı dik bir yokuşa tırmanmak gibi gören, bundan başka çaresi olmadığını düşünen insanlar, azıcık rahatlamayı mutluluk sanıyorlar. Bu durumuna razı olanlara diyeceğimiz yok. Mutlu olmak isteyenler bahtiyarlık peşinde koşmalıdır.