KENDİNİ KANITLAMAK  

Hüseyin Güdücü

06-05-2021
Bize yazmak için tıklayınız.

            Yeni Zellanda’lı dağcı, Edmund Pevrcival Hillary, Everest’in tepesine il çıkan kişidir. 29. Mayıs.1953 de, 8850 metrelik zirveye ulaşan dağcıya, bir gazeteci; “Sizden önce Everest’e tırmanmak isteyenler oldu. Pek çok kişi hayatını kaybetti. Bu tırmanışın çok tehlikeli olduğu açık.  Siz bu tırmanış için hayatınızı riske attınız. Hayatınızı riske atmaya değer bir amacınız olmalı. Bu amacı bize açıklayabilir misiniz? Diye sormuş.  

            Edmund Percival Hillary; “İçimde Everest’i fethetme ateşi yanıyordu. Onu fethetmeden bana rahat yoktu. Bu yüzden bunu yapmak zorundaydım,” demiş.  

            Acaba ünlü dağcı, amacına ulaştığında rahata kavuşmuş mudur?  

            Ünlü dağcıyı bırakıp kendimize bakalım, amacına ulaşan insan rahata kavuşuyor mu? Yeterince tecrübe sahipleri, hiç de öyle olmadığını görmüşlerdir. Dahası amaca ulaşanların, umduğu gibi rahata kavuşmak yerine, hayal kırıklığı yaşadığını bilirler.  

            Böyle bir tecrübeye rağmen, insanlar yine de yeni amaç bulup, onun peşinde koşuyorlar. Eğer güncel bir amaç bulmazlarsa, Everest’e tırmanıyorlar. Elle tutulur bir yararı olmayan bir amaç için, bir insan nasıl olur da,  hayati tehlikeyi göze alabilir? Kimsenin yapmadığını yaparak, ne elde edecektir? Sansasyonel bir başarı onun hangi yarasına merhem olacaktır?  

            Sansasyonel başarı kazanan kişi, birincisi; kendini kanıtlamış olacaktır. İkincisi; bu sayede şöhret ve saygınlık kazanacaktır. Kendini kanıtlamak, şöhret ve saygınlık karışımından elde edilen merhem, yaralı insan egosu için en iyi ilaçtır.    

Ego; toplumun verdiği kimlik, benliktir. İnsanın toplum ile uyumunu sağlayan egodur.  Bilindiği gibi toplum bireylerin uyumlu olmasını ister. Uyumlu olmayanların canına okur. Bu yüzden bireyin toplumla uyumu hayati öneme sahiptir. Bu uyum güçlü ego ile daha iyi sağlandığı için, kıymetini bilene güçlü ego bir nimettir.  

İyi ama hani tüm sorunlarının sorumlusu ego idi. Burada ince bir ayrım vardır. Eğer ego ölçüyü kaçırır tüm yönetimi ele geçirirse o zaman sıkıntının kaynağı haline gelir. Yani kişi kendini tamamen unutur, sadece toplumun istediği kişi olursa, aferin delisi haline gelir. Bu hale gelenler, en ufak bir eleştiri, ayıplama,  kınama emaresinde bile büyük üzüntü yaşarlar.  

Aferin delisi haline gelenleri hemencecik tanıyan ve bu zafiyeti kullanacak yığınla avcı pusuda beklemektedir. Bu avcılar onları minnacık bir aferin ile kullanırlar. Topluma uyum sağlamak niyetiyle yola çıkan bu insanlar, iyi niyetlerinin her zaman istismar edildiğini görürler. Bu istismar zaten başlı başına bir yıkımdır.  

Anlaşılan o ki; toplumla uyum sağlamak amacıyla başvurulan ego hayat kurtarıcı, aferin delisi haline gelen ego ise baş belasıdır.     

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları