MUHAFAZA ETMEK

Hüseyin Güdücü

04-03-2021
Bize yazmak için tıklayınız.

            Ailenin büyük oğlu, aklındaki sürprizi, büyük aile yemeğine saklamış. O gün geldiğinde, uygun zamanı kollamış. Zamanın geldiğini hissedince; “ Size harika bir haberim var. Komşumuzun kızıyla evlenmeye karar verdik,” demiş. Böyle der demez herkes fikrini söylemeye başlamış:  

            Babası; “Babası kıza hiçbir şey bırakmadı.”  

            Annesi; “Pek tutumlu biri değil, maaşının tümünü harcıyor.”  

            Kız kardeşi; “Yüzünde o kadar çil olan başka birini gördün mü?”  

            Dayısı; “Yaptığı tek şey kitap okumak. Ev işi yapar mı acaba?”  

            Teyze; “Giyinişi pek zevkli değil.”  

            Büyük anne; “Zevkli giyinmiyor ama makyajını hiç eksik etmiyor maşallah.”  

            Bunları dinleyen oğlan, “Hepimizden daha büyük bir avantaja sahip,” demiş. Masadakiler koro halinde; “Neymiş o?” deyince; oğlan, “Ailesi yok,” diye taşı gediğine koyuvermiş.  

             Eskiyi muhafaza etmek isteyenlere, muhafazakar deniyor.  Bu insanlar değişimi, bozulmak, dağılmak olarak görürler. Bu yüzden, değişimden, yenilikten, farklılıktan korkarlar.  Hikayedeki aile büyükleri büyük oğlanın evliliğini bile değişim gibi görüyorlar ve asıl ona itiraz ediyorlar.  

            Bilindiği gibi, insanlar bir konuda bir karar vermeden önce, o konuyu zihninde ölçer biçerler. Daha doğrusu o ölçüp biçtiğini sanırlar. Ölçüp biçtiği gerçekte toplumun daha önceden zihnine nakşettiği geleneksel bilgilerdir. Yani zihin toplumun içsel temsilcisidir. Bu yüzden kişinin aklından geçenler, ebeveynlerinin söylediklerinin tekrarıdır.  

            Muhafazakar olmak, kalabalığın bir parçası olmaktır. Herkesin yaptığını yapmak kolaydır, riski yoktur. İnsanlar bu kadar insan yanlış olamaz diye düşünür.  Neden böyle yapıyorsun dense, ‘Herkesin geçtiği köprüden biz de geçelim dedik’ derler. Böylece yaptıklarından sorumlu olmazlar, toplum sorumlu olur.  

            Toplum çocuk daha çaresizken onu istediği kalıba sokar. Bu kalıbı korumak amacıyla, içine vicdan dediğimiz bir mekanizma yerleştirir. Bu vicdan evrensel bir vicdan değildir. Toplumun iyi dediğine iyi, kötü dediğine kötü diyen yerel vicdandır. Bu vicdan sahipleri, kendine benzemeyenlere duyarsızlaşır. ‘O da insan evladıdır. Onu da bir ana doğurmuştur,’ diyemezler.  

Evrensel bir vicdan, heyecanlı bir yaşam isteyenler, değişime hazır hale gelmelidir.    

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları