23 Nisan 2025 Çarşamba

Yükseköğretim kurumlarımıza nasıl sahip çıkmalıyız 

Diler Aslan

15-02-2021
Bize yazmak için tıklayınız.

Bir ülkenin geleceği, başarılı yükseköğretim kurumlarıyla garanti altına alınır. Ülkenin siyasi otoritesi ulusal politikalarıyla yükseköğretim kurumlarının dünyada başarılı olabilmelerine katkıda bulunur. Küreselleşen dünyada bu yaklaşım şarttır. “Yabancı dil eğitimi veren lise ve üniversitelerle ilgili karşıt görüşler bildirenler ülkenin dünyada başarılı olmasını istemeyenlerdir. Bu vesileyle vurgulamak istedim.” 

Her vatandaş ülkesindeki yükseköğretim kurumlarıyla ilgilenmelidir. Kendisinin ve çocuklarının geleceğini belirleyen bu kurumların sürekli ilerleyen kurumlar olup olmadıklarını sorgulamalıdır. Nasıl sorgulayabilirler?

Her üniversitenin hazırlaması gereken stratejik planı vardır (5018 Sayılı Yasa). Üniversiteler “Yükseköğretim Kalite Güvencesi ve Yükseköğretim Kalite Kurulu” Yönetmeliği gereği her yıl Kurumsal İç Değerlendirme Raporunu (KİDR) hazırlarlar. Beş yılda bir dış değerlendirmeden geçerler. Kurumsal Geribildirim Raporu (KGBR) hazırlanır. Üniversite her yıl, yıllık idari faaliyet raporunu hazırlar. Stratejik planları, KİDR, KGBR’ler ve faaliyet raporları her üniversitenin Web Sitesinde yayımlanır. KİDR ve KGBR’ler aynı zamanda Yükseköğretim Kalite Kurulunun (YÖKAK) Web Sitesinde de paylaşılır. 

Bu plan ve raporlar, o üniversitenin durumunu açıklar. Gözlemlerime göre illerdeki sanayi ve ticaret odaları da dahil hiçbir kuruluş bu plan ve raporları incelemiyor. Bu durum, sivil toplum kuruluşlarının dolayısıyla vatandaşın ilindeki yükseköğretim kurumuna sahip çıkmak konusunda yeterli olamadığını gösteriyor. 

KGBR’lerin sonunda, o yükseköğretim kurumunun “güçlü yönleri” ve “iyileştirmeye açık alanları” listelenir. Bu listeler de üniversiteler hakkında bilgi sağlar. 

Şu anda çok konuşulduğu için Boğaziçi Üniversitesi örneğini paylaşmak istedim. “Kalite güvencesi ile ilgili olduğum için ülkemiz ve dünyadaki kalite uygulamalarını sürekli izlemekteyim. Kalite uygulamalarının endüstriden eğitim ve sağlık sektörüne uyarlanmasına odaklanıyorum. Bu bağlamda, üniversitelerde yönetim kalitesi ile ilgili raporları da okuyorum

Boğaziçi Üniversitesi stratejik planı, KİDR ve KGBR’leri incelendiğinde Üniversitenin, Türkiye ve dünyaya örnek olabilecek uygulamaları olduğu gözlenir. 

Bu plan ve raporlar düzenli ve sistematik bir şekilde tematik alanlarda vatandaşlardan oluşturulan çeşitli sivil toplum kuruluşları, platformları veya insiyatifler aracılıklarıyla değerlendirilmelidir. Üniversitenin güçlü yönlerinin hangi fırsatları sağladığı, “iyileştirmeye açık yönlerinin” nasıl geliştirileceği ortak platformlarda tartışılmalıdır. Bunlara göre stratejik planlar hazırlanmalıdır. Bunlar yapılandırıldıktan ve öğrenildikten sonra yerel, bölgesel ve ülke olarak neler yapılacağına karar verilir. Yolu belirli, sadece takımlar olarak öğrenmek gerekiyor. 

Mantıksal ve işlevsel olarak üniversitelerin sıralanması normaldir. Bir üniversitenin dünya ve Türkiye sıralamasına bakılabilir. Üniversitelerimizin dünya sıralamalarında son 10-20 yılda gerilemiş oldukları gözleniyor. Bunlar ortaya atılarak üniversiteler suçlanıyor. Ancak bu gerilemenin asıl sorumlusu kimdir? Kimlerdir? Tartışılmıyor. Başlıca etken, siyasi otoritenin ulusal politikalarıdır. Bu sıralamalar yanında başka göstergeler de vardır. Boğaziçi Üniversitesi örneğinde gözlendiği gibi öğrencileri, öğretim elemanı ve yaklaşık 50-55 yıldan başlayarak tüm mezunlarının, üniversitelerine bu kadar sahip çıkması önemli bir göstergedir. 

Ölçümlendirmek önemlidir, ancak paydaş sesi de o derece önemlidir. Vatandaş olarak üniversitelerimize sahip çıkılması konusunda zaman harcanması ve strateji belirlenmesi umuduyla…

İyi bir hafta diliyorum.

Sağlıklı, Sevgi ve Saygıyla kalın. 

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Diler Aslan - Diğer Yazıları
Bütün Diler Aslan Yazıları