CANINA DOYMAK  

Hüseyin Güdücü

04-02-2021
Bize yazmak için tıklayınız.

            Hindistan’da yaşlı bir oduncu varmış. Kendini bildi bileli her gün sabahın erken saatinde kalkıyor, ormana gidiyor, odun topluyor ve bu ağır yükü başında taşıyormuş. Hem işinin zorluğundan hem de yaşamının tek düzeliğinden bıkmış usanmış. Sıcak bir gün yine işini yaparken iyice yorulmuş ve bunalmış. Başının üzerindeki odunları kahırla yere atmış. Sanki onula birlikte yaşamındaki tüm yükleri atmış gibi olmuş.  

            Dizlerinin üzerine oturmuş, göğe bakmış ve “Ah ölüm! Herkese geldin beni unuttun! Daha ne kadar acı çekeceğim? Daha ne kadar yük taşıyacağım? Ben ne günah işledim de böyle bir hayat yaşıyorum? Artık gel ve canımı al!” demiş. Der demez karşısında Azrail belirivermiş. “Beni çağırdın geldim, buyur benden ne istiyorsun?” demiş.  

            Azrail’i gören yaşlı adam irkilmiş ve tüm sıkıntılarını unutmuş. Kekeleyerek, “Seni çağırdım, çünkü yalnız başıma yükümü kaldırıp kafama koyamıyorum. Lütfen yükümü başımın üzerine koymama yardım eder misin? Buralarda bana yardım edecek kimse bulamadım,” demiş.  

            Yaşlı adam, canına doyduğunu sanmış ama gerçekle karşılaşınca ölmeye hazır olmadığını anlamış.  

            İnsanın öleceğini bilmesi en büyük trajedisidir. İnsan için ölüm; kabullenilemez, dayanılamaz, taşınmaz bir yüktür. Bu ağır yükü ağırlığını hafifletmek için, türküler, şarkılar yapılmış, şiirler, ilahiler yazılmıştır. Tüm dinler ölümün ağırlığını hafifletmek için ölümden sonrası için bazı vaatlerde bulunmuştur.  

İnsanların kimi, dini vaatlere inanarak, kimi kendince bulduğu bir yoldan giderek, kimi aklına dayanarak, ölümün ağırlığını hafifletmeye veya ölümü kabullenmeye çalışır. Ancak kabullenmeyi başarmak çok zor olduğundan çoğu unutmayı tercih eder. Unutmak için bazıları işine dalarak meşgul olmayı, bazıları eğlence ile oyalanmayı, bazıları uyuşturuculara sığınmayı tercih eder. Herkes meşrebince bir yol tutturarak ölümü unutmaya veya kabul etmeye çalışır.  

Ne unutmaya çalışanlar, ne kabul etmeye çalışanlar ne de yaşadıklarından bunalıp canıma doydum, ölmek istiyorum diyenler, gerçekte ölüme hazır hale gelemiyorlar.  

İnsanın ölmek istememesinin nedeni; yaşamak istediklerini yaşayamamış olmasıdır. Daha yaşayacağı şeyler vardır, henüz doyunca yaşayamamıştır, onlar için biraz daha zaman lazımdır. Oysa bunun için her daim zaman vardı ama hep ertelendi. Yaşamayı unutup canına doyanlar hiçbir zaman ölmeye hazır olamazlar ama duyunca yaşayanların bu kadarı yeter demesi daha kolaydır.  

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları