ACIRSANIZ ACINACAK HALE GELİRSİNİZ  

Hüseyin Güdücü

30-01-2021
Bize yazmak için tıklayınız.

            Yüzme öğrenmek isteyen bir adam, yüzme hocasına gidip, muradını anlatmış. Hoca, “Yüzme öğrenmek çok kolay. Ben çok kişiye öğrettim, sana da öğretirim. Önce nehre gitmemiz gerekiyor, orada sana göstereceğim,” demiş. Adam “Tamam” demiş.  

Birlikte nehre doğru yola koyulmuşlar. Nehir kenarına vardıklarında, adam çamur zemine basınca, kaymış ve nehre girmiş. Nehre bu ani giriş onu korkutmuş, hemen nehir kenarındaki ağacın altına gidip, dallara tutunmuş. Hoca yanına gelmiş, “Gel şimdi nehre girelim ve sana yüzmeyi öğreteyim,” demiş. Adam, “Ben bu şekilde yüzme öğrenmek istemiyorum. Sen bana yüzmeyi dışarıda öğret, ben öğrenince nehre gireyim,” demiş. Hocası, “Nehre girmeden nasıl yüzme öğreneceksin ki!?” demiş.  

            Yüzme öğrenmek isteyen adam, garantici birisi olsa gerek.  

            Tüm korkuların anası ölüm korkusudur. Bir insanın ölüm korkusu ne denli yüksek ise kişi o denli garantici olmaya yönelir. Oysa doğanın garantisi yoktur. Bu kesin bilgiye rağmen ben yine de garanti istiyorum diyenler, izanı kaçırmıştır.  

            Garanti arayışında izanı kaçıranlar, artık bütün hamlelerini buna göre hesap eder ve planlarlar. Tüm hamleler hesap ve plan dahilinde yapılacaksa, hakimiyet mantığın eline verilmiş olur.  Korku nedeniyle hakimiyeti ele alan mantık, alınabilecek tüm tedbirleri almaya çalışır. Mantık, ‘Para var çare var’ misalinden yola çıkarak, ‘En iyi tedbir para biriktirmektir,’ diye bir karara varır. Bu karar ile artık derdine dermanı bulmuş, para can suyu haline gelmiştir. Bu hale geldiğinde, parayı riske atacak her şeyden kaçınır.  

            İnsan yalnız mantıktan ibaret değil, bir de duyguları var.  Duygular tedbir filan anlamazlar. Gönül; eğlenmek, gezmek, yemek, içmek ister. Yürek; vicdanlı, merhametli, anlayışlı olmak; yardıma muhtaçlara yardım etmek ister. Aşık olan birinin gözünde, paranın zerre önemi yoktur. Hal böyle olunca, para benim can suyum diyenler; ‘Duygular beni riske atıyor, aklımı başımdan alıyor’ diye, duygularına sağırlaşırlar. Zamanla bilerek isteyerek duyarsızlaşırlar.  

Duyarsız insan, yardıma muhtaç birini gördüğünde; ‘Çalışsın efendim! Çalışmak isteyene iş mi yok? Vb.’ diyebilir. Böylece neden duyarsızlığını mantıken izah edebilir.  

Peki, kendisine nasıl izah edecek?  

Bir insan ne kadar duyarsız olursa olsun yine de yüreğinin sızladığı bir an olacaktır. İşte bu yürek sızısından kurtulmak için; ‘Acırsan, acınacak hale düşersin,’ denilen züğürt tesellisine sığınacaktır. Duygular mantıksal önermelerle ne tatmin edilebilir ne de teselli. Korkunun esiri olup duyarsızlaşanlar hiçbir zaman gönül hoşluğunu tadamayacaklardır.    

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları