Üç gün sonra bitecek olan 2020, COVID-19 salgını bağlamında tüm dünya için zor bir yıl oldu. İnsan olarak her birimiz farklı etkilendik. Etkileri halen devam ediyor. 

Hastalıklar ve kayıplar yanında diğer alanlardaki etkileri her ülkede aynı olmadı tabii ki. Ülke yönetimlerinin yapılarına göre etkileri farklılık göstermekte. Yaşananlardan ve duyulanlardan, kalite temelli yönetimin önemi bir kez daha anlaşıldı.

80/20 kuralını bilirsiniz. Yaşanan aksaklıkların ve zararların %80’ninden yönetim sistemi sorumludur.

Deprem olur, binalar yıkılır. Sistem bu binalara inşaat izni vermiştir. Bu nedenle yıkılırlar. İnşaatı yapan kişilerin yetkinliğini değerlendiren etkili bir sistem yoktur. Bu nedenle yıkılırlar. 

Salgın sırasında çok ilginç olaylar yaşandı. Halen de yaşanmakta. İlk sokağa çıkma yasağında yaşananlar… Toplu açılışlar… Bunlar ve bunlara benzer davranışlardan eğitim sistemimiz sorumludur. 

Yönetici konumundaki bireylerin yönetim biliminin gerekliliklerini öğrenmedikleri gözleniyor. Bilmediğini bilmeyenler de çoğunlukta. Bunların hepsinden eğitim-öğretim sistemimiz sorumlu.

COVID-19 salgını, İzmir depreminin acıları yanında ülke olarak oldukça zor günler geçiriyoruz. Bu kadar acı ve üzüntü yanında, hitap tarzlarının canımızı acıttığı kişiler artmaya başladı. Bu tutum ve davranışlar da çok kaygı verici. Ancak, yine de, bardağın dolu tarafına bakalım. Potansiyeli yüksek olan çocuk ve gençlerimiz var. Onlara güzel bir gelecek için çalışalım. Çaba sarfedelim.

Bilgi transferinin kolaylaştığı dönemdeyiz. Yüzyüze eğitimler yapılamasa da bilgi aktarımında dijital ortamlar kullanılıyor. Ancak kolaylaştırıcılığı yanında yanlış bilgiler çok hızla yayılmakta. Ticari kaygıyla sansasyonal bilgilerin yayılması tercih ediliyor. Bunların yanında gerçekten güvenilir bilgileri sağlayan siteler de var. 

Özellikle, kalite temelli yönetimi benimsemiş olan kuruluşların videolarını izleyelim. Kalite temelli yönetildiklerini nasıl anlayacağız? Sorusu sorulabilir. Bu konuda da belirli ölçütler çıkarılmakta. 

Kişinin veya kuruluşun kalite temelli olup olmadıkları konuşmalarından anlaşılır. Küfür varsa kalite temelli değildir. Sözü ve icraatı uyumlu değilse kesinlikle kalite temelli değildir. Bunun yanında hitap sanatı iyi olabilir ancak yanlış bilgi aktarabilir. Böyleleri zamanla anlaşılır. Bu durumda mutlaka geçmişini bilmek gerekir.  

Küfürlü konuşanlar, sözü ve icraatı uyumlu olmayanlar çok büyük kitle tarafından dinleniyor ve haklı bulunuyorlarsa da moralinizi bozmayın.  Yeter ki kalite temelli olmanın önemini anlayıp kendinizi, kurumunuzu ve kuruluşunuzu hemen kalite sistem şartlarına göre yapılandırın. Kalite temelli olmak ve kalite temelli yönetim insan hakları, hukukun üstünlüğü ve etik kurallara bağlı olunduğunu sözle değil icraatlarda göstermekle başlar. 

2021’de sağlıklı, mutlu ve başarılı olmamız dileklerimle,

İyi bir hafta temenni ediyorum.

Sağlıklı, Sevgi ve Saygıyla kalın.