Kalite kültürü yerleşmiş toplumlar değişime daha kolay ayak uyduruyorlar. Çalışanları, vatandaşları ve topluluk üyeleri daha mutlu oluyorlar. Kalite insanın refah yaşaması için önemli. Kalite kültürü toplumun refahı için çok önemli.
Şimdilerde iyice gerekli. Kalite kültürü gelişmemiş toplumlarda insanlar mutlu olamadıkları gibi dijitalleşme de başarılı yürütülemeyecektir.
Geçtiğimiz hafta bir milli bayramımızı kutladık. Bir de İzmir Depremini yaşadık. İkisini de kalite kültürü göstergeleriyle değerlendirebiliriz.
Cumhuriyetin bir ulus için önemi sürekli anımsansın diye Atatürk’ün önerisiyle Cumhuriyet Bayramı kutlanıyor. Kutlamak çok güzel. Ancak bu yıl burukluk vardı içimde. Kalite bakışıyla inceleyince oldukça derin düşünmek gerekiyor. “10. Yıl Marşını” coşkuyla söylüyoruz. İzmir Marşını da…
Ancak hep o zamanlardayız. 20 yılda, 30, 40, 50, 60, 70, 80, 90 Yılda ne yaptığımızı ve ne yapıyor olduğumuzu değerlendiriyor muyuz? Değerlendirmeler hep eleştri boyutunda oluyor. 10. Yıl Marşı eleştri odaklı değil. Başarı anlatılıyor. Sözler veriliyor. Onu örnek alsak mı? Yalnız örnek alırken kalite bakış açısı gerekiyor… Bu çok önemli. Ben yaptım oldu diyenler oluyor. Atatürk Devrimlerini örnek alarak ilerlemek çok önemli. Marşta söylenenler çok doğru. “Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri!” en son mısra dahi yıllara yayılarak değerlendirilebilir. Kalite uygulamaları durmadan sürekli iyileştirerek ileri gitmeye odaklanır. Bıkmadan, usanmadan… Önde olmaya olanak sağlar.
İkinci önemli olay: İzmir Depremi… Çok canımız yanıyor. Can kayıpları… Binaların durumu… Değerlendirecek çok konu var. Kaybettiklerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve büyük sabır diliyorum.
Çok sayıda söylenti olabilir. Örneğin, bir marketin binanın kolonlarını kesmesi… İmar affı ile oluşan uygunsuzluklar… Çoğunda doğruluk payının yüksek olduğuna inanıyorum. Kanıtlarıyla sunmak gerekli. Ancak şu gerçektir ki,“İmar affı”nın sonuçlarıyla ve binaların iyi kontrol edilmeden oturma izni verilmesi gerçekleriyle yüz yüzeyiz. Odalar var. Onlar da yeterli olamıyor herhalde… Karar vericilerin vicdanı ve insafına kalıyor herşey… sadece gazete ve medya aracığıyla paylaşmak yetmiyor. İlgili odaların Web Sitelerinden okumamız gerekiyor. Artık yapılanmaların etkili ve verimli olması şart.
Yardımsever özelliğimiz çok güzel. Sürekli eleştri yapmak, protesto etmek de özelliklerimiz arasında. Bunlar reaktif bir toplum olduğumuzu gösteriyor. Kalite kültürü yerleşmiş toplumlarda “proaktif” olma özelliği daha yaygındır. “Proaktif” olan toplumlarda herkes rahat içerisinde yaşadığı için her iki özellik de ilgili alanlarında gerçekleşir. Sürekli ileriye gitmek için yardımlar toplanır (yaraları sarmak için değil). Eleştriler (daha ilerisi için yapıcı ve kritik değer biçen eleştriler) tarzında gerçekleşir. Kavga edilmez geçmişten ders çıkarılır ileriye yol alınır. Dünyadaki gelişmeler izlenir onlara göre uygulamalar yapılır. Yenilikçilik teşvik edilir.
Umarım 100. Yılında Cumhuriyeti, 10. Yılındaki gibi gurur ve umutla kutlarız. Potansiyelimiz var. Gençlerimiz var. Yeter ki önleri açılsın…
İyi bir hafta diliyorum.
Sağlıklı, Sevgi ve Saygıyla kalın.