Bir toplulukta uygulamalar, tutum ve davranışlar kişiye göre değişiyorsa o toplumda kaliteli yaşamdan bahsedilemez. Kararlar uygulanamıyorsa da güven konusu tartışmalıdır.
Kurallar çıkarılırken bütünsel bakılamıyor. Ülkemizde kurallar sadece belirli kişiler için geçerli oluyor. (Tüm bunların yanında 65 yaş ve üzerine bu derece odaklanılması da ilginç hale geldi.)
Durum böyle olunca uygulayıcılar da kendi yaklaşımlarına göre farklı tutum ve davranışlarda bulunabiliyorlar. Aynı görevdeki personelin davranışları da kentten kente değişiyor. Hatta aynı kurumda dahi değişiyor. Karar vericiler de göz yumuyorlar.
Bu hep böyleydi diyeceksiniz. Ancak COVID-19 salgını birçok konuda tutum ve davranış değiştirmemiz gerektiğini derin bir şekilde göstermekte…
Bir kişinin sağlığından daha önemli ne olabilir? Bu bağlamda, artık değişmeliyiz. Toplum olarak bu tür, kişiden kişiye değişen davranışları hak etmiyoruz.
Gazete ve İnternet’ten bazı davranışlara, konuşmalara ve uygulamalara bakıldığında yukarıdaki saptamanın doğru olduğu anlaşılıyor. Bazıları:
Bu uygulamalar ve yazılar çok sayıda. Sadece milyonda biri burada yazılı.
65 yaş ve üzeri için alınan kararlar arasında şunun da bulunması gerekiyor gibi geliyor:
“65 yaş ve üzeri vatandaşlarımızın evlerinde yaşamakta olan 64 yaş ve altı vatandaşlarımızın bu evlere girmelerinin ve yaşamalarının yasaklanmasına…” Virüsün bulaşma riski düşünüldüğünde ve 65 yaş ve üzeri vatandaşlar korunmak isteniyorsa bu konu çok önemli.
Denizli’de 65 yaş ve üzeri vatandaşlarla birlikte 64 yaş ve altı bireyin yaşadığı kaç ev var acaba? Valilik açıklayabilir mi? Bu evlerde korunma nasıl sağlanıyor? Biliniyor mu?
COVID-19 testi pozitif çıkan kişilerin yaş oranları da yayımlanabilir mi?
İtalya’da 17 Ağustos 2020’de yayımlanan grafikte yaşlara göre fatalite sayıları şöyle: … 16 (20-29 yaş), 67 (30-39 yaş), 313 (40-49 yaş), 1 233 (50-59 yaş), 3 582 (60-69 yaş), 9 285 (70-79 yaş), 14 609 (80-89 yaş), 6 535 (90 yaş ve üzeri) (https://www.statista.com/statistics/1105061/coronavirus-deaths-by-region-in-italy/). Sayılar incelendiğinde 65-69 yaş arasında sayı (3 582’nin yarısından az olmalı) 50-59 yaş arasından çok az farklı. Eşler arasındaki yaş farkları düşünülünce birçok evli insanın da ayrı yaşamasının sağlanması gerekiyor. Haklı değil miyim?
65 yaş ve üzeri vatandaşların korunması sadece onlara yasak konmasıyla sağlanabilir mi? Düşünülmesi gerekiyor. 65 yaş ve üzeri vatandaşlar kendilerini koruyor. Ancak onlara yönelik alınan kararlar onları korumaya yönelik mi?
Bahsi geçen yazıda başka kararlar da var. Yasaklar var ancak izlenmesi ve denetlenmesi mümkün değil. Böyle olunca da geçerli olamıyor. Kalite yönetimi, denetleyemeyeceğin konuda karar alınmamasını öneriyor. Yoksa güvenilirlik kalmaz diye açıklıyor.
Uygulamalarda ve kararlarda kalite yaklaşımı var mı? Kanıta dayalı kararlar mı? Kararlar uygulanabiliyor mu? Ne dersiniz?
İyi bir hafta diliyorum.
Sağlıklı, Sevgi ve Saygıyla kalın.
Not: Denizli Valiliği’nin Web Sitesinde bu kararları toplu görmek çok güzel bir uygulama. Teşekkürler. Ancak genel bir yaklaşım var. Web Sitelerinde en son kararlar, listenin en üst satırına yazılıyor. Bu yaklaşım benimsense çok daha kullanıcı dostu bir sayfa olabilir. Diğer önemli konu ise, bu siteden kopyaladığım Türkçe karakterler farklı göründü. Bu konuyu da görevli bilişim uzmanına bildirmek isterim. Bu durumlar çok çok eskiden yaşanıyordu.