Seyahate çıkan bilge birkaç memleket gezdikten sonra ülkesine dönmüş. Kral, Bilge’nin ülkeye döndüğünü öğrenince, onu saraya davet etmiş. Bilge saraya geldiğinde ona özel bir karşılama yaptırmış. Zaten dost olan Kral ile Bilge oturmuşlar, hoş beşten sonra, Kral; “Dostum bana ne hediye getirdin?” diye sormuş.
Bilge; “Sevgili dostum, gezdiğim yerlerde size yakışan bir hediye bulmayı her an düşündüm. Sizin her şeyiniz olduğu için, sizin hiç görmediğiniz bir şey bulmak istedim. En sonunda sizin için bir hediye buldum,” demiş. Kral, kendinde olmayan şeyin ne olduğunu merak etmiş ve heyecanlanmış. Bilge, çantasını açmış ve küçük bir keseyi, Kral’a uzatmış. Kral küçük keseyi görünce; hayal kırıklığına uğramış; ‘Bunun içinde benim daha önce görmediğim ne olabilir ki!’ diye düşünmüş. Keseyi açınca içinden küçük sıradan bir ayna çıkmış. Kral’ın hediyeden hiç memnun olmadığını gören Bilge:
“Kralım her şeye sahip olabilirsin ama kendine bakacağın bir şeye sahip olmayabilirsin. Bu yüzden sana bu aynayı getirdim,” demiş.
Bilge krala, usulca, kendine bakmasını önermiş.
Başkasına bakanlar, başkalarını, kendine bakanlar kendini görürler. İnsanlar kendine bakmaktan, kendi eksiklerini görmekten korkar. Bu yüzden hemen herkes başkasına bakar.
Başkasına bakanlar, onlarda eksik, yanlış, hata görmekten pek memnun olurlar. Zira başkasında ne kadar çok eksik görürlerse kendilerini o kadar yücelmiş hissederler. Bunun için dedikodu tadından yenmez. Gerçekte bu yapılan kendini kandırmaktır ama gerçek kimin umurunda. Onlara kendilerini iyi hissetmek yeter de artar bile.
Gerçeklerle ilgilenen ve kendine bakabilen insanlar ender de olsa vardır. Bu koca yürekli insanlar kendi eksikleri fark etmeye çalışırlar. Fark edince değiştirebileceklerini değiştirmeye, değiştiremediklerini özümsemeye gayret ederler.
Başkalarına bakanların derdi başkalarıdır. Onlara göre yaşamı güzelleştirmek için başkalarının değişmesi gerekir. Başkalarını değiştirme fikri, kendinin dışında herkesin yok olmasına kadar gider. Evet hakikaten dünyada bir insan tek başına kalsa, işte o zaman her şey onun istediği gibi olacaktır. Bu gidişin sonu budur.
Kendine bakabilenlerin derdi kendisiyledir. Bu insanlar kendi eksiklerini gidermeye, kendini değiştirmeye, dönüştürmeye çalışırlar. Eğer başarabilirse; hani, ‘Sen iyiysen herkes iyi,’ derler ya; tıpkı o hesap, kimseyle bir sıkıntısı kalmaz.