12 Aralık 2024 Perşembe

KENDİNİ BİLMEK

Hüseyin Güdücü

02-07-2020
Bize yazmak için tıklayınız.

   Shakespare’nin yeni oyunu Lonra’da sahnelenmeye başlamış. Oyunu görenler çok etkileniyor ve herkes bunu konuşuyormuş. Duyduklarından etkilenen başpiskopos oyunu çok merak etmiş. Kilise tiyatroyu lanetlediği için, tiyatroya gizlice gitmenin bir yolunu aramış. Bunun için tiyatro müdürüne bir mektup yazmış. Mektupta; ‘Dostum tiyatroya gelip oyunu seyretmek için karşı konulmaz bir istek duyuyorum. Tiyatronuzda izleyicilere görünmeden girebileceğim bir kapı ve izlerken görünmeyeceğim bir bölüm var mı?’ demiş.

            Bunun üzerine müdür şöyle cevap vermiş: ‘Lütfen gelin Başpiskopos. Tiyatromuzun rahip ve pederlerin sıklıkla kullandığı izleyicilere görünmeden girebileceğiniz bir arka kapısı var. Bu kapıyı özellikle onlar için yaptırdık. Buyurun gelin, sizi ağırlamaktan memnun oluruz. Tiyatromuzu izlerken başka seyircilerin sizi göremeyeceği bir bölümümüz de var sizi oraya alabiliriz. Ancak şunu söylemeden geçemeyeceğim; sizi seyircilerin görmesini engelleyebiliriz ama Tanrı’nın görmesini engelleyecek bir yerimiz yok,’ demiş.

İnsanlara, Tanrı’nın onları her an görmekte olduğunu hatırlatan din adamları bile, yeri geliyor hem kendini hem de tanrıyı kandırmaktan geri kalmıyor.

İnsanın kabaca iki kişiliği vardır; birincisi sandığı kişiliği, ikincisi gerçek kişiliği. Birincisi toplumun şekillendirdiği kişiliktir. Bir insana ‘Kendini tanıtır mısınız?’ deseniz sandığı kişiyi tanımlar, çünkü onunla özdeşleşmiştir. Bu gerçek kişiliği değildir ama çoğu insan bunun farkında değildir.

Kendini bilmeye niyet edenlerin önündeki en büyük engel, gerçek kimliğini bilememesidir. Gerçekte kim olduğunu öğrenmeye çalışanlar kendilerini incelemeye alması, kendine mercekle bakması gerekmektedir. Bunu yapabilenler, ilk önce; ‘Meğer ben sandığım kişi değilmişim,’ diyecekler ve büyük bir hayal kırıklığı yaşayacaklardır.  Zira cesur olduklarını sananlar korkularını, maharetli olduklarını sananlar beceriksizliklerini, kudretli olduklarını sananlar acizliklerini, bilgili olduklarını sananlar cehaletini görürler Gerçekte zaten insanlar, tehlikeli şeylerden korkar, bazen beceriksiz, doğa karşısında aciz, genellikle de cahildir. 

Kendini bilmek isteyenler, bu acı gerçekleri görmeye istekli ve özeleştiri yapacak kadar cesur olmalıdır. Bu cesareti gösterebilenler, kendine acımasız gözlerle bakarak eksiklerini tespit ederler. Bu tespitle, nelerin değişmesi, nelerin dönüşmesi gerektiği ortaya çıkar. Buna hazır olmayanlar, kendini sandığı gibi görmeyi, daha doğrusu kendini kandırmayı sürdüreceklerdir. Her ne kadar bunlar kendini kandırsa da, yakın çevresi bunların gerçek kimliğini apaçık görür.   

Değişim, dönüşümün yolu kendini bilmekten, kendini bilmenin yolu gerçek halini tanımaktan geçer. Değişime direnenler, eksiklerini görmezden gelerek onları kendinden ve başkalarından gizlediklerini sanırlar.

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları