Yıllar önce kendi alanımdaki bir kongrede Japonlar senaryo yaklaşımıyla yönetimi açıklamışlardı. Daha sonra yıllarca Tıp Fakültesi’nde probleme dayalı aktif öğrenme kapsamında senaryolarla eğitim yöntemini sürdürdük. 

Gerçek hayata uygun senaryo, ayrıntılı öğrenmeyi ve öğrenme alışkanlığını kazandırıyor. Sorgulayarak, öğrenmeyi öğretiyor. Bu şekilde sürekli değişen dünya koşullarına uyum yeteneğini artırıyor. 

Yönetimde senaryo yaklaşımı da geleceği planlamak açısından yararlı. Tüm belirsizlikler ve riskler dikkate alındığı için yapılanma sağlam oluyor. Tehlikelere karşı daha esnek yapı kazanılıyor. Bunun yanında müşterilere bıkkınlık derecesinde eziyet edilmiyor.

Bu yazıyı elektronik ortamda doldurmam gereken bir rapor konusunda çekmediğim zorlayıcı durum kalmadığı için yazmak zorunda kaldım. 

Bu raporu isteyen kurum bir devlet kurumu. Politikası şu: e-devlet uygulamaları kapsamında vatandaşıma elektronik ortamda kolaylık sağlıyorum. Ona elektronik ortamı sunuyorum. Ancak her olasılık düşünülerek yazılmayan bir sistemim var. Belirsizliklere odaklanmıyorum. Yaşanan zorluklara göre sürekli yazılım programını değiştiriyorum.

Bu politika ile hareket edilmesi vatandaşı çok fazla yoruyor. Zaman kaybı, insan enerjisi kaybı, cereyan kaybı, İnternet ortamının gereğinden fazla kullanılması gibi kayıplar yaşanıyor. Dolayısıyla insan psikolojisi bozuluyor ve para harcanıyor. 

Tüm bu yaşanan aksaklıklar ölçülmeli. Uygulanan elektronik sistemle ilgili performans kayıtları tutulmalı ve kamuyla paylaşılmalı. O zaman birçok kayıp ortaya çıkar. Vergiyi ödeyen vatandaş olduğu için bu tür politika ve uygulamalar için ne kadar ödediğini bilir.

Yönetimdekilerin yönetim bilimi gerekliliklerine uymaması ülkemizde yaygın alışkanlıklardan. Yönetim bilimi oldukça yol öneriyor. Ancak uygulayan çok az. Özellikle dijital çağda bu yöntemleri kullanmama alışkanlığının zorlayıcı sonuçları çok ağır oluyor. Umarım değişir.

Bir kongrede şu tartışılmıştı. Hastanede uyuşturucu için yapılan hızlı test pozitif çıktığı zaman doğrulanması için merkeze gönderilecektir, şartı konmuş. Ancak belirlenmiş merkezlere nasıl ve hangi bütçe ile gönderileceği belirtilmemiş. Çok sıkıntı yaşandığı açıklandı.

Proje kapatılma yazılım programı var. Proje sonuç raporu için yer açılmamış. 

COVID-19 salgınından korunmanın başlıca yolu maske takmak ve sık el yıkamak. Maske takmayanlara ceza kondu. Takmayan çok kişi var. Dün bir noterde iki kişi kapıda durmuş. Maskesiz. İçeriye bakıyordu. Girişi de engelliyordu. Pardon diyerek geçmek zorunda kaldık. 153’e telefon ettim. Bir dakikaya yakın bir ön konuşmadan sonra personele erişilebildi. Sorduğu sorular ilginç idi. Noterin adını veriyorum. Gereğini yap. Değil mi? “… … buyurur, … kuyruğunu kıvırır.” Aynen bu yaşanıyor.

Neden? Çünkü sonuçlar düşünülmüyor. Ceza verileceğini yazarım. Neyin (maske takılmamasının cezasının), nasıl, ne zaman, kim tarafından ve nasıl uygulanacak sorularının yanıtı yok…

“Sadece durum kurtarırım” politikası olunca, hiçbir iş tam zamanında, etkili ve verimli bir şekilde sonlanmıyor.

Durum böyle iken, hızla değişiklikler yapılmaya çalışılıyor. Örn., yargının savunma ayağıyla ilgili değişiklik önerileri var. Barolar karşı çıkıyor. Türkiye Barolar Birliği (TBB) “Çoklu baroya, barolara kayıt zorunluluğunun kaldırılmasına, Avukatlık Kanunu’nda değişiklikler yapılmasına” karşı olduklarını bildirdi. Bu durumda, bu değişikliklerin gerekçeleri vatandaşa ayrıntılı açıklanmalı. Senaryolar oluşturulabilir. Bu senaryolarda gerekçeler gönderilebilir. 

Düşünen ve algılayan vatandaşlar olarak her alandaki belirsizliklerin kaldırılmasını diliyoruz.

İyi bir hafta diliyorum.  

Sağlıklı, Sevgi ve Saygıyla kalın.