Öyle bir devirdeyiz ki! Her olayda ne yapmalıyım? Ne yapmalıyız? Sorularını soruyoruz.
Yanıtları doğru yerlerde mi arıyoruz?
Bazı alanlar var ki! Öncelikle devletlerin ve o alandaki meslek ve bilim insanları kuruluşlarının sorumluluğundadır. Konu hakkında gerçek bilgili üyeleri olan sivil toplum kuruluşları (STKlar) da web sitelerine erişemeyen vatandaşları farklı yollarla bilgilendirir.
Örneğin hepimizi kaygısı olan yeni Coronavirüs (COVID-19) konusunda bilgilendirmeler söz konusu ilgililerce yapıldı ve yapılmakta. Ancak çoğunluğumuz çeşitli kanallardan gelen sosyal medyayı tercih ediyor.
Bulaşıcı hastalık salgınlarında Sağlık Bakanlığı (SB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) birinci başvuru siteleridir. Tabii ki onlar da kanıta dayalı bilgi verdiklerini (referanslarla) ve bilgilerin güncel olduğunu (tarih yazarak) gösterdikleri sürece geçerlidir. İngilizce bilenler için de Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’dür.
COVID-19 hakkında SB ve TTB’nin siteleri her türlü açıklamayı içermekte. Sadece SB’nin bazı açıklamaları yanında tarihleri de bulunsa bilgilerin güncelliği anlaşılabilecek. İstanbul Gönüllüleri de hiçbirisine bakamayanlar için ve halkın arasına katılarak çok aydınlatıcı video yayınlayan STK’lardandır (https://www.youtube.com/watch?v=Rgi0wajW1Fc).
Ancak merak ediyorum. Kaç kişi Sağlık Bakanlığı’nın ve TTB’nin Web Sitelerini inceledi?
Sosyal Medya’dan öğrendiklerimizle hareket edebiliyoruz. Oytun Erbaş tuzlu suyla korunulabileceğini açıklamıştı. Yanlış bilgi imiş. Dr. Canan Karatay da kelle paçanın iyi geleceğini söylemiş. İnanılmalıdır. Bağışıklık sistemini güçlendiren besinler önemlidir. Ancak enfeksiyonu engellemesi gibi bir durum olamaz.
Bulaşıcı hastalık kadar toplumun her kesimini ilgilendiren diğer konu da dijital dönüşüm. Ülkemizde bu konu da olması gerektiği gibi yürütülüyor mu?
Yatırımcılar, iş sahipleri ne yapmalıyım? Niçin yapmalıyım? Ne öğrenmeliyim? İşe alırken bu konuda bilgi ve yetkinliği nasıl ölçmeliyim? Gibi soruları soruyor. Gelişmiş ülkelerde belirli üniversitelerde çalışmalar çok önce başlatılmış. ABD’de Massachusetts Institute of Technology (MIT)’de araştırmalar yapılarak, durum saptanmış ve eğitim programları var.
Google’da taranınca, Türkiye’de çeşitli oda ve derneklerin dijital dönüşüm, dijitalleşme başlıklarında toplantılar yaptıkları gözlenmekte. İstanbul Sanayi Odası (İSO) haricinde farkındalık toplantılarından ileri gidemediği gözleniyor.
Yapılan toplantıların çıkış bildirimleri bulunmamakta. Bu çıkış bildirimlerinden yararlanıldığını gösteren Devlet uygulamaları gözlenmemekte.
Dijitalleşmenin ulusal politika olarak ele alınması şart. Devlet liderliğinde alanın tüm paydaşlarının katılımıyla yapılacak verimli bir toplantıda ulusal yol haritası dolayısıyla politika belgesi oluşturulmalı. İşler paylaşılmalı. Alanın aktörleri arasından en çok bilgili, becerili, yeterli ve yetkin olanlar görevlendirilerek rollerine göre vatandaşı bilgilendirmeli.
Türkiye’de ulusal bütünlük içerisinde durum analizi yapılıp, dijital dönüşümde ulusal politika belgesinin hazırlanıp uygulandığını gösteren bir belge yok gibi. e-Sağlık konusunda dünyayı ve Türkiye’yi ayrıntılı inceledim. Yalnız dijitize etmek ve verileri merkezde toplamak gibi bazı uygulamalar yapılıyor.
Aşağıdaki sorulara doğru ve net yanıtlar veren siteler, yerler yok ise dijitalleşmeye hazır değiliz demektir:
Dijital teknolojilerin Türkçe adlandırılmaları, yeterliliği onaylanmış bir kurul ya da kuruluş tarafından yayımlanıyor mu?
Hangi dijital teknolojinin niçin ve nerede kullanılacağını gösteren yol gösterici açıklamalar ve kılavuzlar var mı?
Dijital teknolojilerin Türkçe adlandırılmaları güvenilir bir kurul, komisyon veya komite tarafından yapılıp yayımlanıyor mu?
Dijitize etmek, dijitalleşmek ve etkili ve verimli iletişimi (verilerin birbirleriyle etkileşip anlamlı bilgilerin çıkarılmasını) sağlamak için hangi bilgi, beceri ve yetkinlikteki bireyi almalıyım?
Bu alanda da sadece bilgilendirici toplantılarla yetinirsek, geleceğimizin zorlayıcı olacağı kesin. Birçok alanda Ülkemiz örneklerle dolu.
Temeli kurarak belirli sistematik içerisinde yol çizilirse herkes sorusuna yanıt bulabilir.
“Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve hepimize sabır diliyorum. Onlar daima aklımızda ve yüreğimiz yanıyor.”
İyi bir hafta diliyorum.
Sevgi ve Saygıyla kalın.
