Hepimize geçmiş olsun. Manisa ve Elazığ’daki depremler hepimizi çok üzdü. Kalite bakış açısıyla değerlendirmek ve sizlerle paylaşmak istedim.
AFAD ve Kızılay’ın uygulamalarını izledim. Haberlere, web sitelerine, sosyal medyada yazılanlara baktım. Bunlara göre AFAD başarılıydı. Kızılay ise ne yaptığı anlaşılamayan bir durumda kaldı.
Enkaz yerlerinde hemen AFAD’ı gördük. Onlar ilk aşamada kurtarma çalışmalarını başlatmışlardı. Kızılay’ı göremedik. Çadırlar kurulmamıştı. Hava sıcaklığının “-7” ve “-17” Santigrat Derece olacağı bildirildi. Battaniyeler dağıtılmamıştı. 26 Ocak Pazar itibariyle halen battaniye açığından bahsediliyor.
Aşağıda Kızılay ve AFAD Web Sitesinden alıntılar bulunmakta. Hangisi gerçeğe dayalı bilgiler içeriyor sizce?
https://kizilay.org.tr/Home/Index
https://www.afad.gov.tr/
Kurumların Web Siteleri onların aynalarıdır. Reklamatik ifadeler, başka yerlerden alınan bilgilerden yapılan çeviriler hemen anlaşılıyor. Gerçek bilgilere yer verilmeli. Stratejik plan, amaç, hedefler, göstergeler, gerçekleştirilen faaliyetler açık ve net yazılmalı.
OECD’nin açık hükümet ilkelerine uyma durumumuzda sorun var (https://www.oecd.org/gov/open-government/). Açık hükümet stratejileri ve girişimleri şeffaflık, bütünlük, hesap verebilirlik ve paydaş katılımı ilkelerine dayanır. Demokratik isek bu ilkelere uyulduğunu görmeliyiz.
Bağış isteniyor. Belirli aralıklarla (altı ay veya yılda bir) ne kadar bağış toplandığı ve nerelere harcandığı Web Sitelerinde paylaşılmıyor. Faaliyet raporlarının doldurulduğunu biliyoruz. Neden paylaşılmıyor?
Yaptıkları listelenip, gün, saat ve yer verilerek net olarak gerçeklere dayalı bilgi paylaşılmıyor.
Deprem vergileri toplanıyor. Bu vergilerle ne yapılıyor? Açık ve net paylaşılmalı…
Vatandaşlar olarak da değerlendirelim. Ne derece paylaşıma açığız? Sorgulamakta başarılı mıyız?
Büyük felaketler yaşadığımız zaman herkes çeşitli üzüntü ve taziye bildirileri yayımlıyor. “Ünlü isimler sosyal medya üzerinden acı paylaşımında bulundular.” Haberleri yayıldı. Bravo onlara, ne kadar düşünceliler… 10’ar TL yardımda da bulunurlar, vicdanları rahatlar.
Bunları izledikçe, yarım asırdan fazla izleyen ve kalite uygulamalarıyla ilgilenen bir kişi olarak hislerimi açıklayamıyorum. İsyan, üzüntü, kaygı ve utanç hepsi bir arada gibi…
“Sorgulamak…” Konusunu öğrenememiş durumdayız. Prof. Dr. Naci Görür’ün videosu şimdi odak noktası oldu. Yayımlandığı zaman, neden ünlüler (ki onların açıklamaları bilim insanlarından daha önemli olan bir toplumdayız) üzerinde durmadılar? Hangi önlemler alınıyor diye paylaşımda bulunmuyorlar? Öyle bir toplumuz ki felaketler yaşanmadıkça konuşmuyoruz.
Felaket yaşanınca konuşuyoruz. Bir hafta sonra unutuyoruz. Taaa ki tekrar yaşanıncaya kadar.
Elazığ’da Dilek Apartmanı çökmüş, yanındakiler ayakta imiş. Bu apartmanı yapan ve onay veren kişiler hakkında neler yapılacağı sürekli paylaşılarak ayakta tutulmalı.
Bilimsel bilgiye değer vermeyen, önceden alınması gereken önlemleri sorgulamayan, uygulamalardan ders çıkarmayan, teknoloji üretimine ayak uydurmayan toplumlar yol aldıklarını sanarak günlerini geçirirler. Sadece acıları paylaşmaya odaklı olmak ne derece yeterlidir?
İyi bir hafta dileklerimle,
Sevgi ve Saygıyla kalın.