Toplumda kaliteli hareketler, tutum, davranışlar ve kalite kültürü
Kalite yönetimi kurulabilir. İlgili ISO Standartlarının şartları sağlanır. Kalite Sistem Sertifikası alınır. Bu uygulamalar da çok değerli ve gereklidir. Hem kalite yönetim sistemi kurulmuş olur hem de dışarıya karşı şirket, kurum ve kuruluş dünyadaki ortak dil ile tanıtılmış olur. Ancak bunların kuruluşta ve toplumda kalite kültürünün yerleştirdiği söylenebiliyor mu? Tam olmadığı hem araştırmalardan anlaşılıyor hem de kuruluşta gözlenebiliyor.
Bir toplumda kalite yönetim sistemi almış, akredite olmuş kurum ve kuruluşlar çok ise yansımalar olmaktadır. Ancak yine de kalite kültürü o toplumdaki insanların kalite göstergesi olan tutum ve davranışlarıyla anlaşılır.
Toplumumuzdaki kaliteli hareketler, tutum ve davranışları değerlendirerek Denizli’de ve genel olarak toplumumuzda kalite kültürünün yerleşmiş olma derecesi hakkında sonuç çıkarabiliriz.
Kiracı iş yerinden çıkıyor. Anahtarı teslim alan yetkili şunu sormuş: “Doğal gaz, elektrik faturalarını ödediniz mi?” Çıkan kiracı “Bildirimler henüz gelmedi.” diye yanıtlamış. Doğrusu nedir? İş yerini boşalttığın gün ilgili kuruluşlara gidersin, o tarihe kadar bedeli ödersin. Ödenmiş faturaları teslim edersin. Bu kişi önemli bir iş insanı. Bilgi açıklığı ve kaliteli olmayan davranış değil mi?
Yolda giderken, rüzgârda, naylon torbalar her yerde uçabiliyor (Çevre kirliliği).
Yağmurda Denizli kaldırımlarında yürümek çok zorlayıcı. Çünkü iç mekân taşlarıyla döşendi. Çok kişi yazdı ancak yetkililerden kimse ilgilenmedi. (Bilgi açıklığı, risk yönetimi eksikliği).
Kaldırımlardaki çukurlara ne demeli. Kaldırımlarla yolların kesişim yerlerinde o kadar çok çukur var ki! Bir taraftan düşmeye olanak veriyor, diğer taraftan iç mekânları siliyor, dikkat ıslak zemin uyarısı koyuyor. Anlaşılır gibi değil… Sorsan niye koyduğunu bilmez, MacDonald’s yapıyor diye uyguluyordur. (Bilgi açıklığı, risk yönetimi eksikliği).
Denizli çadır kent görünümde. Balkonlarına perde asanlar çok fazla. Perdenin iç mekân aracı olduğu kesinlikle öğrenilemiyor. Belediye eskiyen, yırtılanları toplatsa veya yıkattırsa çok iyi olacak… (Bilgi açıklığı, görüntü kirliliği).
Zeybekçi Kongre Salonu hizmete açıldı. Binada etkinlikler yapılıyor. Etkinliğin nerede olacağı konusunda belirsizlikler var. Etkinliğin yapılacağı salonun kapısına kadar hiçbir yönlendirme bulunmamakta. Tüm yönlendirmeler binanın giriş kapısında bulunur. İnsanlar belirsizlik içerisinde binada dolaşmazlar. Kapılara bu etkinliklerin nerede oldukları yazılmalı. Yönlendirme yapılmalı. Bu binanın yöneticisi hiç gelişmiş bir otelde toplantıya katılmamış herhalde. (Bilgi açıklığı ve kaliteli olmayan uygulama)
İçerde sigara içilmez diye yazıyor. Giriş kapısının ağzında harıl harıl sigara içiliyor. (Algı, bilgi, görgü açıklığı ve riskli davranış)
Çöp kutuları boş duruyor, çevresi çöp ile doluyor. Belediye, evsel atık, geri kazanım atığı için poşet dağıtıyor. Evsel atığını siyah torba yerine açık renk torbaya koyup, yolun kenarına bırakıyor. (Bilgi açıklığı, görüntü ve çevre kirliliği, hastalığa neden olma)
Geçtiğimiz hafta bir banka güvenlik görevlisine, sıra numarası almak için, birkaç rakamdan oluşan sayıdaki hangi rakamları kullanmalıyım? Diye sordum. 6’dan başlayacaksın 5’e kadar dedi. Doğal olarak 5’i kullanmadım. Olmadı, tekrar sordum, “Aaaa ben sana 5’e kadar dedim” dedim. Ben de tamam 5’e kadar derseniz 5 kullanılmamalı dedim. Tuhaf tuhaf baktı. 5’i ekleyince oldu. (Bilgi açıklığı, kalitesizliğe neden olan uygulama örneği).
OECD’nin 15-18 yaşlar ve yetişkinler için yaptığı anket sonuçlarına göre Türkiye matematik ve okuduğunu anlamak açısından sorunlu. Yazdıklarım aslında bu sonuçların gerçek hayattaki yansımaları.
Üniversite mezunu olmuş ancak doğal gaz ve elektrik bedellerini nasıl yatıracağını öğrenememiş. Attığı naylon torbanın şehri kirleteceği bilincinde değil. İç mekân döşemelerinin dış mekânda kullanılmayacağı konusunu öğrenmemiş. Yönlendirme diye bir uygulama olduğunun farkında değil. İçeride sigara içilmiyorsa, kapıdan uzak bir yerde içilmesi gerektiğini algılayamıyor. Çöp tanımını bilmiyor. Türkçe’yi kullanamıyor.
Bu örnekler çok artırılabilir. Burası Türkiye demeyin lütfen. Çok değerli insanlar var. Çok kapasiteli gençler var. Onları ortaya çıkarıp, onları destekleyelim. Atatürk ile birlikte başarıldıysa neden başarmayalım?
Bilgi temelli toplum için çalışalım. Takım olmayı öğrenelim. Bunu kalite kültürü hedefiyle gerçekleştirelim. “Türk öğün (aklını kullan) çalış güven” demiş Atamız.
İyi bir hafta dileklerimle,
Sevgi ve Saygıyla kalın.