Uzun yıllardır, diyabet (şeker) hastalarının bakım kaliteleriyle ilgili ülkemizde neler yapılmakta olduğunu izledim ve izlemekteyim.
Tıbbi Biyokimya doktoru olarak şeker hastalarında yapılan test sonuçlarını değerlendirebiliyorsunuz. Bazı testler var ki, diyabet hastalarının iyi kontrollü mü, kötü kontrollü mü oldukları konusunda bilgi sağlıyor. HbA1c bu testlerden birisi. Birçok ülkede diyabet bakım kalitesi indikatörü olarak kullanılıyor.
Laboratuvara başvuran şeker hastalarının HbA1c sonuçları belirli değerin (%7 veya 53 mmol/mol) altında seyrediyorsa iyi kontrollü, bu değerin üzerinde seyrediyorsa kötü kontrollü demektir.
1981’den itibaren gerçekleştirdiğim araştırmalara ve gözlemlere göre Türkiye’deki diyabet hastalarının yaklaşık yarısı kötü kontrollü. Bu ne demek? Bu bireyler mutlaka damar hastalıklarıyla ilgili olan kalp, böbrek ve beyin hastalıklarına yakalanacaklardır. Kendilerinin yaşam kaliteleri bozulacak. Yakınları mutsuz olacaklar. Bu hastalıklara harcanan paralar nedeniyle eğitim ve hastalıktan korunmaya bütçe yetmeyecek.
Dünya Sağlık Örgütü’nün Web Sitesine bakıldığında (www.diabetesatlas.org) anahtar mesajlar şunlar: 11 yetişkinden birisi şeker hastası, 2 kişiden birisi tanı konmamış diyabetli, küresel sağlık harcamalarının %12’si diyabet komplikasyonlarına, diğer deyişle, ilişkili kalp, damar, beyin hastalıklarına, harcanıyor.
Türkiye’deki şeker hastası sayısı 7 milyon civarında. Toplam nüfusumuza göre her 11 kişiden birisi şeker hastası. Yarıya yakını kötü kontrollü olduğu için 3,5 milyon kadarı çeşitli kalp, damar, beyin ve böbrek hastalıklarına yakalanacaklar (Bilgi için Türkiye Diyabet Vakfı’nın açıklamalarına (https://www.turkdiab.org/haberler.asp?lang=TR&id=156) adresinden erişebilirsiniz.
Şimdi dünyada 425 milyon olan diyabetik sayısı 2045’te 629 milyon olacağı öngörülüyor. Bu artışın bu derece gerçekleşeceği ülkelerden birisi de Türkiye.
Çoğunlukla diyabet, ülkelerin Sağlık Bakanlıklarının Web Sitelerinde önemli bölümlerdendir. Ülkede kaç diyabetlinin bulunduğunu yazan, diyabetten korunma programlarını açıklayan, diyabetle ilgili komplikasyonlardan bahseden, ülkedeki diyabetiklerin bakım kalitelerini izleyen, vb. siteler vardır. İstatistiksel bilgiler yer alır.
Eskiden Sağlık Bakanlığında kronik hastalıklar altında diyabet önemli yer alırdı. Şimdi Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün “Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Başkanlığı” Dairesi altında açıklamalar var. Kronik Hastalıklar biriminde Diyabet yer almıyor. Bu konu değerlendirilmeli.
Diyabet kronik metabolizma bozukluğudur. Kronik Hastalıklar ve Yaşlı Sağlığı Dairesi Başkanlığı altında bulunmalı. Asıl yeri kronik hastalıklardır. Kronik hastalıklar altında bulunmaması çok ilginç bir yaklaşım. Bilimsel olarak anlaşılabilir değil.
Şu andaki bulunduğu yerde resimler var. Sağlık Bakanlığı Web Sitesi sadece resimlerle donatılmış temel bilgilerin yer aldığı siteleri içermemeli. Kaç diyabetli var? Kaçında ne derece komplikasyon bulunmakta? Şeker ölçüm cihazları için kalite kontrol nasıl yapılıyor? vb. bilimsel ve kanıta dayalı bilgiler beklenir. Bunlar da kronik hastalıklar altında diyabet başlığında bulunmalı. Çünkü, Türkiye’nin sorunu sadece diyabetten korunma değildir. Şu andaki diyabet hastalarının geleceğinin de korunması gerekiyor.
Uzun yıllardır çalışma ve araştırma alanım olarak şunu net söyleyebilirim. Tıbbi laboratuvar test sonuçları yapılandırılmış bir şekilde değerlendirilirse diyabet bakım kalitesi hakkında bilgi elde edilebilir. Politikalar belirlenir. Yeter ki Sağlık Bakanlığı gerekli uygulamalar için alt yapıyı hazırlasın.
14 Kasım Dünya Diyabet günü vesilesiyle kanıta dayalı istatistiksel bilgi sunulması gerekir. Bir yıllık değerlendirmelerin yapılması gerekir. Basında, sosyal medyada sadece gazete haberleriyle yetinilemez.
İnsan sağlığı ve hasta güvenliği için politikalar istatistiksel ve bilimsel verilerle oluşturulmalı. Bunlar net gözlenmezse vatandaşın yaşam kalitesi sağlanabilir mi?
Sağlık Bakanlığı’nın Diyabete yaklaşım politikaları arasında diyabetli hastalnın yaşam kalitesi de yer almalıdır.
İyi bir hafta dileklerimle,
Sevgi ve Saygıyla kalın.