Bulunduğu yerden sokağı kontrol eden polis memuruna, bir hanım yaklaşıp, “Memur bey şu köşedeki adam beni rahatsız ediyor,” diye şikayette bulunmuş.
Polis, “Hanımefendi buradan sürekli etrafı gözetliyorum, o adam kendi halinde oturuyor. Dönüp size bir kere bakmadı bile,” demiş.
Kadın, “Evet doğru söylüyorsunuz! Ne kadar rahatsız edici öyle değil mi?” demiş.
Herkes telaş içinde; kimi dünyayı anlamak istiyor, kadınlar erkeği, erkekler kadını anlamak istiyor. Fıkradan anlaşıldığı kadarıyla en zoru erkeğin işi gibi görünüyor.
Bu anlama merakı nereden geliyor? Anlayınca ne olacak?
Anlamak isteyenin hesabı şu; eğer karşı cinsi anlayabilirse, onun kumanda merkezini ele geçirecek, ondan sonra ona, televizyona hükmettiği gibi hükmedecek. Bu hesap, insanı, bir nesne, bir cihaz gibi gören aklın hesabıdır. Hayatı anlamak isteyenin hesabı da aynı; hayatın şifrelerini çözecek, böylece hayattan ne istiyorsa onun olmasını sağlayacak.
Karşı cinsi anlayıp, onu istediği gibi kullanmak çok akıllıca görünüyor. Üstelik anlama merakı, ilk aşamada, bulmaca çözmek gibi zevkli ve heyecan vericidir. Bir insanı anlamak imkansız gibidir ama hadi diyelim ki anlamak için yola çıkan bunu başardı ve anladı. İşte o an işin hazin yanı başlar; kişi karşıyı anladığı anda bulmaca çözülmüş, heyecanı uçmuş, gizemi kaybolmuş olur. Heyecan ve gizem kaybolunca karşı tarafın cazibesi tümüyle kaybolur. O zaman yeni bulmaca arayışları başlar. Hanımlar güçlü sezgileriyle bu sonucun farkına vardığı için, asla çözülmeyen bir bulmaca olmayı muhteşem beceriyor, her daim gizemli kalmanın bir yolunu buluyorlar.
Hayata hükmetmek isteyenlerin dışında, hayatı anlamsız bulup hayatına bir anlam katmak isteyenler var. Bunlara dinler aradıkları anlamı sunuyorlar. Sunuyorlar ama neden, niçin, nasıl diye sormadan inanmalarını istiyorlar. Benim hayatımın bir anlamı olması bana yeter diyenler bunlara inanıp hayatını anlamlandırıyorlar.
Hayatı kontrol etmeye cüret edenler, bunun mümkün olmadığını önünde sonunda öğrenecekler ve mantığını yaşama göre değiştirmek zorunda kalacaklardır. Bunu erken öğrenenler, hayatla mücadele etmek yerine onun keyfini sürmeye başlayacaklardır. Hayat yaşamak için, kadın sevilmek için vardır deyip, keyiflerini katlayacaklardır.