Lao Tzu, müritleriyle birlikte bir köye gidiyormuş. Bir süre sonra bir ormana geldiklerinde, bir sürü orman işçisinin ağaçları kesmekte olduğunu görmüşler. İşçiler tüm ağaçları kesmişler ama kesim alanının ortasında devasa bir ağaç tüm heybetiyle öylece duruyormuş. Her bir ağacı kesen işçilerin, bu devasa ağacı niye kesmediğini merak etmişler.

            Müritlerden biri gidip sormuş. Yetkili, “Bu ağaç bir işe yaramaz. Çok budaklı olduğu için, gövdesinden ve dallarından kereste veya mobilya yapılamaz. Dumanı zehirli olduğundan odun olarak da kullanılamaz,” demiş.

            Mürit gelmiş ve söylenenleri Lao Tzu’ya anlatmış. Bunu duyan Lao Tzu gülümsemiş. Müritlerine dönerek; “Siz de bu ağaç gibi olun. Bu dünyada hayatta kalmanın yolu, bu ağaç gibi hiçbir işe yaramamak. Eğer öyle olursanız, kimse size zarar veremez. O zaman büyürsünüz ve bir sürü insan sizin gölgenizden yararlanır,” demiş.  

            Lao Tzu hiçbir işe yaramayın derken acaba ne kastetmiş olabilir?

            Bugün insanlar sıra dışı olmak için yarışıyor. Çünkü sıra dışı olanlar, sıradan olanlardan daha çok ön planda oluyor, daha çok saygı görüyor, daha çok takdir ediliyor ve daha çok kazanıyor. Bütün bunlar oldukça cazibeli şeyler. Öyleyse,’Niye sıra dışı olmayalım ki!’ diye düşünüyoruz.

            Her cazip şey gibi, sıra dışı olmanın da bir bedeli var. Şöyle ki; bir kere sıra dışı olmayı isteyen kişi, gönlünde yatan mesleği seçmek yerine, günümüzün revaçta olan mesleğine yönelmek zorundadır. En başarılı kişiler de aynı şeyi istedikleri için, kişi bu yolda güçlü rakiplerle rekabet etmek zorundadır. Zorlu rekabet sürecinde bu yolun yolcuları hırslanacak, rakiplerine hınç duyacak, belki içine sinmeyen ayak oyunlarına tamah edecek veya maruz kalacaktır. Bu çirkinlikleri gördükçe insanların güvenilmez, dolayısıyla dünyanın güvenilmez olduğu kanısına varacak.  Sonunda rakiplerin arasından sıyrılabilirse, sıra dışı olacak. Bulunduğu yerin hakkını veremez, her daim yüksek performans gösteremezse, işini rakibine kaptırma endişesi yaşayacaktır.  İşte tüm bu olanlar, stres denilen şeyin baş kaynağı değil de nedir?

            Sıra dışı olanlara bakıyoruz, stresten bunalmışlar da sıradan olma özlemi çekiyorlar. İnşallah emekli olunca sıradan olacaklar ve stresten kurtulacaklar!

            Sıradan olmak, günümüzde ‘niteliksiz,’ anlamında kullanılıyor. Lao Tzu’nun kastettiği ise; size iyi gibi gösterilen ‘sıra dışı olmak’ aslında kendinizden vazgeçerek, sizden beklenen gibi olmaktır. Kendinden vazgeçen asla mutlu olamaz. Bu yüzden asıl sıra dışı olmak, kendin olmak ve kendin kalabilmektir.