7 Aralık 2024 Cumartesi

AŞK NE KAZANDIRIR

Hüseyin Güdücü

25-07-2019
Bize yazmak için tıklayınız.

            Kiliseye ait bir okulda, öğretmen bir ders boyunca İsa’nın ne kadar büyük olduğunu anlatmış. Ders bitiminde, “Tarihteki en büyük adamın kim olduğunu söyleyene güzel bir ödül vereceğim,” demiş.

            Öğretmen parmak kaldıran Amerikalı bir çocuğa söz vermiş, öğrenci, “Dünyadaki en büyük adam Abraham Lincoln’dir” demiş. Bu yanıta hayret eden öğretmen, “Evet o da büyük ama ben dünyanın en büyüğünü soruyorum,” demiş. Sonra bir İngiliz çocuğa söz vermiş, o da, “Dünyanın en büyüğü Winston Churcill,” demiş. Bir ders saat boyunca İsa’nın büyüklüğünü anlatmış olmasına rağmen, doğru cevap alamadığı için hayal kırıklığı yaşayan öğretmen, yine soruyu tekrarlamış. Bu kez Yahudi bir çocuğa; “Sen söyle bakalım,” deyince öğrenci; “Efendim şüphesiz dünyanın en büyük adamı İsa’dır,” demiş. Öğretmen Yahudi bir çocuğun bu cevabı verdiğine çok şaşırmış ve söz verdiği ödülü vermiş.

            Öğretmen okul çıkışı, elinde ödülle evine doğru giden Yahudi çocuğun yanına yaklaşıp, merakla; “Sen bir Yahudi olduğun halde nasıl oldu da dünyanın en büyüğü şüphesiz İsa’dır, diye cevap verdin?” diye sormuş. Çocuk müstehzi bir gülümsemeyle;    ”Kalbimin derinliklerinde Musa’nın dünyanın en büyüğü olduğunu biliyorum ama ödülü kazanmak için öyle söyledim. Bu bir ticarettir,” demiş.

            Hikayedeki çocuk, ödülü kazanmak uğruna kalbinden geçeni değil de, beklenen cevabı vermiş. İçinden geçen yerine kazancına uygun olanı yapmak bir tarzdır. Bu tarzı benimseyenler her şeye ama her şeye ne kazandırır diye bakarlar.  Bunlara sormak lazım, aşk ne kazandırır?

            Büyük çoğunluğun aşk sandığı şey, şehvettir! Öyle sananlar, aşkın kazancının seks olduğundan emin oldukları için bu soruyu aptalca bulup kıs kıs gülerler. Şehvet, kontrolü çok zor bir duygu olduğundan açığa çıktığında çoğu insanı zıvanadan çıkarır. Zıvanadan çıkanların neler yaptıkları meydanda.

Aşk elbette aşk şehvet değildir, öyleyse aşk nedir? 

Aşkı bir şeye tutkuyla bağlanmak diye tanımlayalım. Bu öyle bir tutku ki, aşık ondan asla vazgeçemez.  Aşıkta; bir şey kazanma düşüncesinin zerresi bile olmaz. Aşk sadece vermeyi bilir. Tek isteği ona ulaşmaktır. Onunla ilgili hiçbir meşakkat onu bezdirmez.  

Gerçek aşık, Ferhat gibi dağları deler de hiç yorulmaz. Mecnun gibi çölleri aşar ama hiç şikayet etmez. Yalnızca karşı cinse aşık olunmuyor, bir hakikat aracısı da aşıktır. Örneğin, Mevlana’ya göre; “Aşk sandığın kadar değil, yandığın kadardır.”

 

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları