ÖLÜMDEN KAÇMAK

Hüseyin Güdücü

13-06-2019
Bize yazmak için tıklayınız.

 

            Zamanın Şam kralı bir rüya görmüş. Rüyasında; bir ağacın altında otururken arkasından kapkara bir gölge yaklaşmış, elini omzuna koymuş. Kral arkaya dönüp bakınca çok korkmuş. Gölge; “Ben Ölüm’üm, yarın akşam seni almaya geleceğim. Bunun için seçilmiş yere geldiğinden emin ol,” demiş. Kral korku içinde uyanmış.

            Tez haber salmış, ülkenin en önemli âlimlerini, astrologlarını, falcılarını çağırtmış. Sabahleyin erkenden hepsi toplanmış. Bunlara, rüyasını anlatıp, yorumlamalarını istemiş. Heyet halinde toplanmışlar, toplantı bitince Kral’a; “Efendim, bir karara vardık. Siz en hızlı atı alın ve buradan gidebildiğiniz en uzak yere gidin. Ne kadar uzağa gidebilirseniz, sizin için o kadar iyi,” demişler.

            Kral derhal en hızlı atı almış ve saraydan uzaklaşmaya başlamış. En uzağa gitmek hayat kurtarıcı olduğundan yemeyi içmeyi unutup gayretle atını sürmüş.  Öğleden sonra çok uzun bir mesafe kat ettiği için biraz ferahlamış.  Akşamüstü gün batımına kadar atını sürdükten sonra durmuş. Bir bahçeye girip atını bir ağaca bağlamış. Yeterince uzaklaştığını düşünüp neşelenmiş ve oturmuş. Tam o sırada rüyasında gördüğü gölge yanına gelmiş, “Kaderinde öleceğin yer burasıydı. Bu kadar uzak bir mesafeye gelebileceğinden şüpheliydim. Senin üstün gayretin ve atın çok hızlı olması nedeniyle buraya tam zamanında geldin,” demiş.

            Yaşam dediğimiz şey gün be gün ölüme yaklaşmaktır. Bu gerçeği herkes bildiği halde yine de ondan kaçmaya çalışır. Hikayedeki kral en hızlı atı alarak ölümden kaçmaya çalışırken meğer hızla ölüme koşuyormuş.

İnsanlar, ölümü görmezden gelerek, ondan konuşmayarak, ona sırtını dönerek, aklına getirmeyerek ondan kaçmaya çalışır. Bu yüzden ölümü unutmak için hayaller kurarlar, amaçlar edinirler, şan, şöhret, servet peşinde koşarlar, kendini oyalayacak meşgaleler bulurlar.

Ölüm hayatın gerçeği, belki de tek gerçeği. Bu sevimsiz gerçek karşısında insanların heves ettiği, canla başla çalışıp çabalayarak elde ettiği hiçbir şeyin kıymeti olmadığı için ondan kaçınmaya gayret ediyorlar. Ancak hiçbir gayret kâfi gelmiyor.

Acaba ölümden kaçınmak yerine onu kabul etsek nasıl olur?

Galiba işin sırrı burada. Ölümü kabul etmek ve bunu hatırda tutmak insanı pek çok dünyevi hırstan alıkoyacak, daha makul, daha insanca bir tutuma sev edecek, günümüz sıkıntılarının nerdeyse yüzde doksanını yok edecektir.   

 

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları